Yokogawa Test & Measurement Corporation, 28 Şubat'ta AQ6361 optik spektrum analizörünün (OSA) piyasaya sürüldüğünü duyurdu. Bu yüksek performanslı ancak uygun maliyetli tezgah üstü OSA, ağırlıklı olarak lazer diyotlar, optik alıcı-vericiler ve optik amplifikatörler gibi veri iletişimi ve telekom bileşenlerinin üretim testleri için tasarlanmıştır. Üretim sınıfı AQ6361, en çok satan AQ6370E modelinin ölçüm hızının 20 katına kadar ulaşır. Bu ürün, 26-28 Şubat tarihlerinde Singapur'da düzenlenen Asya Fotonik Fuarı'nda sergiledi.
AQ6361 optik spektrum analizörü
Geliştirme Arka Planı
Yapay zekanın yaygın olarak benimsenmesi, iş, eğitim ve iletişim üzerinde önemli bir etki yaratmış ve yapay zekaya özel veri merkezlerinin inşasında hızlı bir artışa yol açmıştır.
Bu tesisler, büyük hacimli verileri yüksek hızlarda işlemelidir ve bu da optik modüller ve bunu destekleyebilen cihazlar için talebin artmasına neden olur.
Yokogawa Test & Measurement'ta Satış ve Pazarlama Başkan Yardımcısı Terry Marrinan, "Optik cihazlar, optik modüller ve diğer optik bileşenler üreten şirketler, hızla artan talebi karşılamak için daha hızlı, daha küçük ve daha yüksek performanslı OSA'lara ihtiyaç duyuyor" diyor. "AQ6361, hızlı ölçüm, kompakt bir cihaz zarfı ve çeşitli cihazlar için mükemmel optik performans sunarak bu üretim ihtiyaçlarını karşılarken, cihazlarımızın ünlü olduğu kalite ve güvenilirlikten ödün vermeyen uygun maliyetli bir çözüm için müşteri taleplerini karşılar."
Başlıca Özellikler
1. Geleneksel modellerin 20 katına kadar ölçüm hızı
AQ6361 OSA, en çok satan AQ6370E'nin 20 katına kadar ölçüm hızı sunar. Bu, müşterilerin optik cihazları için üretim test süresini önemli ölçüde azaltır ve üretim verimliliğini önemli ölçüde artırmalarına olanak tanır.
2. Kompakt tasarım
Yeni model, AQ6370E'nin yaklaşık yarısı boyutundadır. Bu yerden tasarruf sağlayan tasarım, müşterilerin tezgahta minimum yer kaplayan bir ölçüm cihazı taleplerine doğrudan yanıttır. Model ayrıca lazer diyot çip test cihazlarına ve diğer test sistemlerine entegre edilmeye uygundur.
3. Yüksek optik performans
AQ6361, 0,03 nm dalga boyu çözünürlüğü ve 1200 ila 1700 nm dalga boyu aralığı sunar. Ek olarak, 73 dB'lik mükemmel kaçak ışık bastırma performansıyla yüksek dinamik aralıklı ölçümler sağlar. Bu özellikler, çeşitli optik modül testleri için uyarlanabilir olmasını sağlar.
Başlıca Hedef Pazarlar
- Optik iletişimler ve silikon fotonik cihazlar için optik cihaz ve modül üreticileri
- Lazer diyot test sistemleri
Uygulamalar
- Optik iletişimler için lazerler, optik alıcı-vericiler ve optik amplifikatörler gibi optik bileşenlerin üretiminde karakterizasyon testi ve ürün değerlendirmesi
Kadınların mühendislik mesleğindeki varlığı her geçen yıl artarken, Türkiye, Avrupa Birliği ülkeleriyle karşılaştırıldığında; bilim ve mühendislik alanlarındaki kadın çalışan istihdamında önde yer alıyor. Özellikle yazılım geliştirme ve teknoloji alanlarında kadın mühendislerin sayısı hızla artıyor, ancak genel olarak mühendislikte kadın temsil oranı dünya genelinde hala düşük. Ayrıca, yazılım geliştirme ve biyomedikal mühendislik gibi alanlarda kadın mühendislerin giderek daha fazla yer aldığı gözlemleniyor.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü özelinde açıklamalar yapan Mühendis Tek-Sen Enerji Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Çisem Neval İnci, “Kadın mühendisler ve teknik personel, bilgi ve becerileri açısından erkek meslektaşlarıyla eşit olmalarına rağmen, çalışma hayatında çeşitli zorluklarla karşılaşsa da veriler gösteriyor ki sayımız her geçen gün artıyor. Biz mühendisiz, mimarız, teknik personeliz, üreticiyiz, lideriz! Vazgeçmeyen, yılmayan, tüm baskılara karşı dimdik duran kadınlarız! Sendika olarak, kadın mühendisler ve teknik çalışanların haklarını korumak, eşitsizlikleri ortadan kaldırmak ve daha adil bir çalışma ortamı oluşturmak için kararlıyız. Kadınların emeklerinin takdir edilmesi ve hak ettikleri değeri görmesi adına mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
Erkek egemen bir meslek olarak görülen mühendislik alanında, kadınlar cam tavanları yıkmak için mücadele ediyor. İş ve özel hayat dengesini sağlamakta zorluklar yaşasalar da sektördeki kadın mühendis sayısı her geçen gün artıyor. Kamu mühendisleri ve teknik personelin sesi olan Mühendis Tek-Sen Enerji Sendikası’nın Genel Başkan Yardımcısı Çisem Neval İnci, sektörde cinsiyet eşitliğinin sağlanması için öncelikle ‘eşit işe eşit ücret’ politikasının benimsenmesi gerektiğini vurguladı. İnci, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü; kadınların erkeklerle eşit fırsatlara sahip olması için işe alım, terfi ve maaş artışı gibi süreçlerde cinsiyet ayrımcılığının son verilmesi yönünde adım atmamız gereken en önemli gündür. Bugünü milat kabul ederek; bu konudaki çalışmalarımızı toplum olarak hızlandırmalı ve hayata geçirmeliyiz” diye konuştu.
Türkiye’deki mühendislerin yüzde 24’ü kadın
Türkiye'de mühendislik mesleğinde kadınların varlığının son yıllarda artış gösterdiğinin altını çizen İnci, Türkiye'deki mühendislik mesleğinde kadınların giderek daha fazla yer aldığını vurguluyor. İnci; "2024 verilerine göre, Türkiye'deki mühendislerin yüzde 24'ü kadınlardan oluşuyor ve üniversitelerde mühendislik bölümlerinde eğitim gören kız öğrenci sayısı 111 binin üzerine çıkmış. Öte yandan Avrupa Birliği ülkelerinde bilim ve mühendislik alanlarında çalışan kadınların oranı yaklaşık yüzde 41 iken, Türkiye’de bu oran yüzde 44. Bu istatistikler; Türkiye’nin bilim ve mühendislik alanlarında çalışan kadın istihdamında AB ortalamasının üzerinde bir konumda olduğunu gösteriyor. Mühendislik ve teknoloji alanında cinsiyet eşitliğinin sağlanması adına ülkemizin çok önemli bir gelişim kaydettiğini ve kadınların sektörde daha fazla temsil edilmesi konusunda umut verici bir noktaya ulaşıldığını söyleyebiliriz” dedi.
“Yazılım geliştirme alanında kadın mühendislerin sayısı artıyor”
Türkiye'de kadınların en çok mimarlık, elektrik-elektronik mühendisliği, bilgisayar mühendisliği ve inşaat mühendisliği, alanlarında istihdam edildiğini açıklayan İnci “Mimarlık alanında istihdam edilen kadınların oranı, diğer mühendislik dallarına kıyasla daha yüksek. İnşaat ile elektrik-elektronik mühendislikleri alanlarında kadınların sayısı artsa da erkeklerin egemenliği devam ediyor. Özellikle bilgisayar mühendisliği, yazılım geliştirme, veri analizi ve yapay zekâ gibi modern teknoloji alanlarında kadın mühendislerin sayısının çoğaldığını gözlemliyoruz. Dünyada da durum aynı. Kadın mühendisler, genellikle daha fazla çeşitlilik ve esneklik sunan alanlarda, özellikle yazılım mühendisliği ve biyomedikal mühendislik gibi branşlarda daha fazla yer alıyor. Ancak genel olarak mühendislik alanlarındaki kadın temsil oranı; dünya genelinde erkeklere göre hala düşük seviyelerde” diye konuştu.
“İş yerlerinde kreş ve çocuk bakım desteği sağlanması için görüşmeler planlıyoruz”
Mühendis Tek-Sen Enerji olarak, kadın mühendislerin ve teknik personelin çalışma hayatında karşılaştıkları zorlukların farkında olduklarını ve haklarını güçlendirmek için mücadele ettiklerini ifade eden İnci, “Eşit işe eşit ücret ilkesini savunuyor, kadınların kariyerlerinde cam tavan engeliyle karşılaşmaması için çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Yönetici pozisyonlarına yükselme konusunda da kadınlara daha fazla fırsat tanınmasını ve adil terfi sistemlerinin oluşturulmasını savunuyoruz. İş yerlerinde cinsiyet ayrımcılığı ve tacizin önlenmesi için politikaların geliştirilmesini destekliyor, güvenli ve saygılı bir çalışma ortamı sağlanmasını istiyoruz. Kadın çalışanların iş-yaşam dengesini kurabilmesi için kamuda esnek çalışma saatleri, uzaktan çalışma imkânları ve doğum izni ile ebeveyn izninin daha adil hale getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca, iş yerlerinde kreş ve çocuk bakım desteği sağlanması için kurumlarla görüşmeler planlıyoruz. Kadın mühendislerin mesleki gelişimlerini desteklemek amacıyla mentorluk programları planlıyor, kamudaki dayanışma ağlarının güçlenmesini hedefliyoruz. Mühendislik ve teknik hizmet alanlarında kadın istihdamının artırılması için farkındalık kampanyaları planlıyoruz. Kadın mühendislerin ve teknik personelin haklarını savunmaya, çalışma hayatındaki eşitsizlikleri gidermeye ve daha adil bir iş ortamı yaratmaya kararlıyız. Kadınların emeğinin görünür olması ve hak ettiği değeri alması için mücadelemize devam edeceğiz” dedi.
“Tüm zorluklara rağmen geleceği, eşitliği ve adaleti inşa ediyoruz”
Mühendis Tek-Sen Enerji Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Çisem Neval İnci, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında mühendis, mimar ve teknik alanda çalışan kadınlara şöyle seslendi:
“Biz mühendisiz, mimarız, teknik personeliz, üreticiyiz, lideriz! Vazgeçmeyen, yılmayan, tüm baskılara karşı dimdik duran kadınlarız! Türkiye’de; mühendislik ve bilim; Cumhuriyet kadınlarının emeği ve liderliği olmadan eksik kalır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere sağladığı eşitlikçi ve aydınlık miras, kadınların her alanda güçlü bir şekilde var olmalarını mümkün kılmıştır. 8 Mart, yalnızca bir kutlama günü değil; haklarımızı daha güçlü savunduğumuz, mücadelemizi büyüttüğümüz de bir gün. Biz, bilgimiz, emeğimiz ve azmimizle sadece projeler üretmiyor, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinin de önemli bir parçası oluyoruz. Erkek egemen iş kollarında var olmanın zorluklarına rağmen, üretiyor, tasarlıyor ve geleceği, eşitliği, adaleti inşa ediyoruz. Akıl, emek ve kararlılıkla var olduğumuz her alanda, karşılaştığımız engelleri bir bir yıkıyor, mücadelemizle yol açıyoruz.
Ancak biliyoruz ki, hala cam tavan engelleri, ücret eşitsizliği, iş-yaşam dengesindeki adaletsizlikler ve mesleki ayrımcılık gibi sorunlarla mücadele ediyoruz. Mühendis Tek-Sen Enerji olarak; bu eşitsizliklerin ortadan kalkması ve kadın mühendislerin, mimarların, teknik çalışanların hak ettikleri değeri görmesi için yanınızdayız. Kadın çalışanların eşit haklara sahip olduğu, emeklerinin karşılığını adil bir şekilde aldığı ve her alanda söz sahibi olduğu bir çalışma hayatı için mücadele etmeye devam edeceğiz. Ülkemizde; kadın emeğinin daha görünür olduğu, fırsat eşitliğinin sağlandığı kurumlarda çalışabilir olmak hepimizin sorumluluğu. Dayanışma ile daha eşit, adil ve özgür bir gelecek inşa edeceğimize inanıyoruz. Tüm kadın meslektaşlarımın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyor, emekleriyle geleceği şekillendiren tüm kadınlara saygılarımızı sunuyoruz.”
26 Şubat 2025 tarihinde İstanbul Kartal Titanic Hotel'de gerçekleştirilen WEG Otomasyon Buluşması etkinliğine, WEG Türkiye'nin yetkili bayi ve servisleri katılım sağladı. Etkinlik kapsamında sertifika ve plaket töreni düzenlenerek, sektördeki iş birlikleri ve gelecek planları ele alındı.
WEG Türkiye Genel Müdürü Marco Antonio Campos, açılış konuşmasında Brezilya merkezli, global ve çok uluslu bir şirket olan WEG'in 1961 yılından bu yana sürekli olarak büyüyen yapısından ve Volt Elektrik Motorları'nın WEG bünyesine katılmasıyla Türkiye'deki yatırımların artmasından bahsetti. Ayrıca, Manisa’daki yeni redüktör fabrikasıyla birlikte bölgede büyüyen varlıklarının Türkiye ekonomisine sağlayacağı katkıya vurgu yaptı. WEG'in 47.000'i aşkın çalışanıyla, 17 ülkede 64 üretim tesisi bulunduğunu ve 120'yi aşkın ülkede bayilik ağı ve ticari faaliyetleriyle küresel bir gücü temsil ettiğini belirtti. Otomasyon bayileri ile olan iş birliklerinin önemini de dile getiren Campos, sürdürülebilir ve verimli iş modelleri inşa etme vizyonunu paylaştı.
WEG Otomasyon Uluslararası Satış Müdürü Fabio Goncalves Goncalez, WEG’in Latin Amerika’daki liderliği ve otomasyon alanında sahip olduğu geniş pazar ve büyük potansiyelden bahsetti. Ayrıca, WEG’in sadece Latin Amerika ile sınırlı kalmayarak, Kuzey Amerika ve Avrupa pazarlarında da varlığını artırma ve yeni yatırımlar ile genişleme hedeflerini sürdüreceğini belirtti. Bu bölgelerdeki otomasyon teknolojilerine duyulan artan talebi değerlendiren Goncalez, WEG'in yenilikçi ürünleri ve stratejik ortaklıklarıyla sektörde güçlü bir büyükme ivmesi yakalamayı hedeflediğini vurguladı.
WEG Group Türkiye Otomasyon Satış Müdürü Kubilay Terzi, WEG’in genel tanıtım sunumunu gerçekleştirerek sürücüler, şalt grubu, güvenlik ekipmanları, servo motorlar ve yakında lanse edilecek inovatif ürünler hakkında bilgi verdi. Etkinliğin sonunda, WEG Group Türkiye Otomasyon Satış Müdürü Kubilay Terzi ve WEG Otomasyon Uluslararası Satış Müdürü Fabio Goncalves Goncalez, bayi ve yetkili servislere plaket ve sertifika takdim etti.
Plaket ve Sertifika Takdim Edilen Şirketler:
WEG Otomasyon Yetkili Bayileri:
• Botek Dijital Teknoloji Ve Endüstri A.Ş.
• Botek Pro Kontrol Sistemler A.Ş.
• Dal Elektrik Motorları & Güç Akt. Sistemleri San. Tic. A.Ş.
• Eks Grup Mak. Elkt. Elk. Otom. İnş. Müh. San. Tic. Ltd. Şti.
• Essem Otomasyon Mühendislik San. Ve Tic. Ltd. Şti.
• Karmech Enerji Mühendislik San. Ve Tic. Ltd. Şti.
• Metro Elektrik Mühendislik Taah. San. Ve Tic. A.Ş.
• Samurtek Otomasyon Elekt. Elektronik Mak. San. Tic. A.Ş.
WEG Otomasyon Yetkili Servis Merkezleri:
• Ecodrive Elektronik Teknolojileri San. Tic. Ltd. Şti.
• Hamle Endüstriyel Elektronik Elektrik Bakım Onarım
• Lift Elektronik Endüstriyel Onarım San.Ve Tic.Ltd.Şti.
WEG Otomasyon Türkiye’deki, otomasyon alanındaki pazar payını artırmayı ve inovatif ürünlerini müşterileriyle buluşturmayı hedefliyor. Türkiye’de büyüyen varlığıyla sanayiye yön veren teknolojik çözümler sunmaya devam edecek.
Gelişmiş otomasyon çözümleri sunan endüstriyel teknoloji lideri Emerson (NYSE: EMR) ve gelişmiş batarya yönetim yazılımı lideri Zitara Technologies, stratejik bir ortaklık kurduklarını duyurdu. Bu iş birliği, Zitara'nın son teknoloji yazılımını Emerson'un endüstri lideri Ovation™ otomasyon platformuna entegre ederek platformun yeteneklerini artıracak ve müşterilere gelişmiş akü performansı ve izleme çözümleri sunacak.
Zitara'nın gelişmiş batarya enerji depolama sistemleri uç izleme ve kontrol yazılımını Ovation otomasyon platformuna dahil eden Emerson, artık müşterilerine çeşitli uygulamalarda gelişmiş enerji depolama yönetimi, optimize edilmiş batarya kullanımı ve iyileştirilmiş batarya ömrü ve güvenliği sunabiliyor.
Emerson'un enerji ve su bölümü başkanı Bob Yeager, “Zitara'nın batarya yönetimine yönelik yenilikçi yaklaşımı, Emerson'un Ovation otomasyon platformuna yönelik vizyonumuzla mükemmel bir uyum içinde” dedi. “Zitara ile ortaklık kurarak, enerji depolama teknolojisi tekliflerimizi ve hizmet yeteneklerimizi genişletiyor, müşterilerimizin doğru şarj durumu ve sağlık koşulları, enerji ve güç kullanılabilirliği tahmini ve öngörücü güvenlik için pil depolama yönetimindeki en son gelişmelere erişmesini sağlıyoruz.”
Emerson'un Ovation yazılımı ve teknolojileri, kamu hizmetlerinin güvenilir, uygun fiyatlı ve sürdürülebilir enerji ve suya yönelik artan talebi karşılamasına yardımcı olur. Yeni nesil platform, karmaşık bir dağıtılmış enerji kaynakları portföyüne sahip enerji operatörlerinin ve sahiplerinin yük ve talep yönetimini iyileştirmek için gerçek zamanlı verileri kullanmasına yardımcı olur. Zitara'nın yazılımının entegrasyonu, güvenilir enerji depolama çözümlerine yönelik artan talebi destekleyen gelişmiş batarya izleme ve kontrol çözümleri sağlayarak bu yetenekleri daha da geliştirecektir.
Zitara CEO'su Shyam Srinivasan, “Yazılımımızı Emerson'un ünlü Ovation otomasyon platformuna entegre etmekten ve ortak olmaktan heyecan duyuyoruz” dedi. “Bu işbirliği her iki şirket için de önemli fırsatlar yaratıyor ve müşterilerimize kârlılık, verimlilik ve sürdürülebilirlik sağlayan son teknoloji ürünü batarya yönetimi çözümleri sunmamızı sağlıyor.”
Emerson ve Zitara'nın ortaklığı, pazara yenilikçi çözümler sunmak için her iki şirketin de güçlü yönlerinden yararlanıyor, enerji ve su sektöründe teknolojiyi ilerletme konusundaki ortak kararlılığın altını çiziyor ve daha sürdürülebilir enerji çözümlerine geçişi destekliyor. Bu işbirliğinin bir parçası olarak, her iki şirket de sorunsuz entegrasyon sağlamak ve müşterilerine olağanüstü değer sunmak için yakın bir şekilde çalışacaktır.
WIN EURASIA 2025’te robotik üretime dair her türlü teknolojiyi sergilemeyi planlayan sektör, bu yıl Türkiye pazarında 8.500 robot satışı barajını aşmayı hedefliyor. 2024 yılının ikinci yarısında zorlanan sektörün 2025 yılına dair beklentileri ise yüksek. ROBODER (Robot Entegratörleri ve Yüksek Teknolojili Sistem Üreticileri Derneği) iş birliği ile Avrasya Bölgesi’nin lider endüstri fuarı WIN EURASIA 2025, sektörün sürdürülebilir büyümesi için itici güç olacak.
Robot ve Yüksek Teknolojili Üretim Sistemlerini tasarlayan, imal eden ve yazılımlarını yapan firmaların sürdürülebilir biçimde büyümelerini destekleyen Robot Entegratörleri ve Yüksek Teknolojili Sistem Üreticileri Derneği (ROBODER), 30 yılı aşkın süredir imalat sanayinin tüm bileşenlerini bir araya getiren Avrasya Bölgesi’nin lider Otomasyon ve Makine Teknolojileri Fuarı WIN EURASIA’da yer alıyor. Gıda, otomotiv, beyaz eşya, makine imalatı başta olmak üzere her türlü imalata yönelik konuda çözümler sunabilen sektör temsilcilerinin yenilikçi robotik çözümlerini sergilemelerine öncülük eden fuar, 28-31 Mayıs 2025 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek. WIN EURASIA, bu yıl "Odağımız Otomasyon" mottosuyla endüstriyel dönüşümün öncüsü olma misyonunu sürdürüyor.Formun Üstü
“Robotik pazarındaki büyüme, hassas üretim gerektiren üretim alanlarında gerçekleşecek”
Sektörde savunma sanayi gibi hassas üretim gerektiren alanlarda robotik pazarının büyüyeceği ve yeni kullanım alanlarıyla da devam edeceği öngörüsü hakim. 2023’te 5.000, 2024’te 7.200 civarında robot satışı yapılan Türkiye pazarında, 2025’te bu rakamın 8.500’ü aşmasını bekleniyor. ROBODER Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yarış, WIN EURASIA 2025’e büyük önem verdiklerine değinerek, "WIN EURASIA, hem Türkiye’de hem de bölge genelinde robotik ve endüstriyel otomasyon sektörlerinin en önemli buluşma noktalarından biri olmaya devam ediyor. 2025 yılı, sektörümüz için kritik bir eşik olacak. Üretimde artan otomasyon ihtiyacı, üretim süreçlerinde verimlilik ve rekabetçiliği de beraberinde artıracak. Robotik teknolojiler yalnızca yüksek adetli üretim yapan sektörlerde değil, savunma sanayi ve KOBİ ölçeğindeki üretim tesislerinde de yaygınlaşmaya başladı. Fuarda kaynak teknolojileri başta olmak üzere, robotik üretime dair en yeni çözümleri sergileyerek, imalat sanayine yön veren firmalarla bir araya geleceğiz" dedi.
Teknolojik gelişmelerin merkezi: WIN EURASIA
Her yıl, imalat sanayinin tüm bileşenlerini bir araya getirerek 360 derece sektör deneyimi sunan WIN EURASIA’nın sektöre sunacağı fırsatları değerlendiren Hannover Fairs Turkey WIN EURASIA Proje Yöneticisi Sena Mengül, "2025’te de yenilikçi ve sürdürülebilir teknolojiler odağında birçok kritik başlığa odaklanacağız. Uluslararası katılımcılarımızla birlikte, sektördeki en güncel çözümleri ziyaretçilerimizle buluşturacağız. Bu yıl fuarın, yatırımcılar için yeni iş fırsatları yaratma konusunda çok daha büyük bir etkiye sahip olacağını öngörüyoruz. Özellikle yapay zeka destekli robotik sistemler, akıllı üretim hatları ve otomasyon çözümleri, sanayide devrim niteliğinde dönüşümler yaratıyor. WIN EURASIA’da bu yenilikçi teknolojileri bir araya getirerek, üreticilere ve yatırımcılara daha hızlı, daha esnek ve daha maliyet etkin üretim süreçleri sunmayı hedefliyoruz. Robotik sistemlerin sanayideki rolü her geçen gün daha da kritik hale gelirken, fuarımızın bu dönüşüme öncülük edeceğine inanıyoruz.”
Fuarımız Türkiye ve bölge sanayisinin en önemli teknoloji vitrini, bu nedenle robotik sektörünün en son teknolojileri WIN EURASIA’da sergileyerek yeni iş birliklerine imza atacağına inanıyoruz” dedi.
Geleceğin teknolojileri WIN EURASIA’da
30 yılı aşkın süredir imalat sanayinin yenilikçi gücü olan WIN EURASIA, 2025 yılında da sektördeki en önemli markaları ve profesyonelleri bir araya getirmeye hazırlanıyor. Her yıl teknoloji odaklı ürün ve çözümleri sektör temsilcileriyle buluşturan fuar, bu yıl genişleyen ürün gruplarıyla birlikte otomasyona dönüşüm ve sektörel gelişime yönelik kapsamlı bir vizyon sunacak. 2024 yılında 17 ülkeden 750 katılımcı ve 41.554 ziyaretçi ile büyük bir başarıya imza atan WIN EURASIA’nın 31. edisyonunun daha yoğun ilgi görmesi bekleniyor. Fuar kapsamında, Elektrik, Elektronik ve Enerji Otomasyonu, Endüstriyel ve Fabrika Otomasyonu Teknolojileri, Robotik Otomasyon ve Dijital Fabrika Teknolojileri, Makine Otomasyonu ve Teknolojileri, Kaynak ve Robotik Kaynak Teknolojileri gibi üretim süreçlerinin kritik bileşenleri sergilenecek. Bunun yanı sıra, 5G Arena, Kaynak Uygulama Özel Alanı ve Endüstriyel Yapay Zeka gibi geleceğin üretim teknolojilerine yönelik özel alanlar oluşturulurken, Hidrojen ve Yakıt Hücreleri Özel Alanı ile fuar, enerji dönüşümüne odaklanan yeniliklere de ev sahipliği yapacak.
Endüstriyel otomasyon ve IoT projelerinin geliştirilmesini kolaylaştırmak için tasarlanan basit, açık ve bağlantılı programlanabilir lojik rölesi OPTA’nın potansiyeli artık büyük ölçüde arttı! OPTA’nın endüstriyel otomasyon, OEM ve akıllı bina alanlarındaki dikkat çekici lansmanının ardından Finder’in Arduino Pro iş birliğiyle geliştirilen akıllı rölesine artık dijital ve analog genişleme modülleri eşlik ediyor. Programlanabilir lojik rölesinin giriş ve çıkış sayısını arttırmak için özel olarak tasarlanan bu OPTA genişletme modülleri, OPTA’nın çok daha fazla projede kullanılmasına olanak sağlamaktadır.
Üç genişleme modülü
Ürün gamında dijital versiyonda iki adet genişleme modülü (EMR ve SSR) ve analog versiyonda bir adet genişleme modülü yer almaktadır. Genişleme modülleri tüm otomasyon projelerine giriş ve çıkışların eklenmesine olanak sağlar. Tek bir OPTA’ya (Lite, Plus veya Advanced) beş adede kadar genişletme modülü bağlamak mümkündür; böylece giriş ve çıkış sayısı çoğaltılabilir: Dijital/analog versiyonlar için 80 adede kadar giriş, analog versiyon için 30 adede kadar giriş, dijital/analog versiyonlar için 40 adede kadar çıkış, analog versiyon için 30 adede kadar çıkış.
OEM, endüstriyel otomasyon ve ev otomasyonu alanlarında bir kontrol panosuna, bir makineye veya herhangi bir projeye akıllı lojik eklemek isteyen herkes için neredeyse sonsuz sayıda kombinasyon gerçekleştirme olanağı sunarlar. OPTA kullanıcıları bu sayede tüm otomasyon projelerinde daha yüksek düzeyde özelleştirme ve çok yönlülüğünden yararlanıyor.
Herkesin erişebileceği bir otomasyon çözümü
Finder'in OPTA’sı PLR'nin (programlanabilir lojik rölesi) basitliğini ve PLC'nin (programlanabilir lojik kontrolör) gücünü bir arada sunuyor.
PLR'ler, endüstriyel otomasyon sistemlerinin temel unsurlarıdır. Kompakt ve uygun fiyatlıdırlar, önceden tanımlanmış giriş sinyalleri ve programlarına dayalı olarak endüstriyel makinelerin ve süreçlerin kolay kontrolüne ve komutasına olanak tanırlar. Ancak, bu önemli basitlik genellikle cihazın potansiyeli pahasına elde edilir. Opta'nın diğer PLR'lerden öne çıktığı nokta burasıdır.
IDE platformu aracılığıyla açık kaynaklı Arduino Pro programlama diline dayalı basit ve sezgisel geliştirme araçları kullanılarak programlanabildiği için kullanım kolaylığı sunar. Bu, kullanıcıların derinlemesine programlama bilgisi olmasa bile kolayca özel otomasyon uygulamaları oluşturmasını sağlar. Modbus ve Ethernet/IP gibi sektörde en yaygın kullanılan iletişim protokolleriyle uyumludur ve standart IEC 61131-3 PLC dillerini destekler. Bu, diğer endüstriyel ekipmanlarla kolay iletişim sağlar ve OPTA'nın mevcut sistemlere entegrasyonunu kolaylaştırır.
Ayrıca, mevcut sistemlerin çoğuyla eşleşmek için mükemmel bir bağlantıya sahiptir. Çözüm Ethernet, Wi-Fi ve Bluetooth Düşük Enerji ağlarıyla uyumludur ve uzaktan kontrol ve izleme sağlayan USB-C ve RS-485 portlarına sahiptir. Güvenlik konusunda ise Opta, verileri şifreleyen entegre güvenlik çipi sayesinde, Over-The-Air aygıt yazılımı güncellemelerini ve Arduino Cloud veya üçüncü taraf servisleri aracılığıyla uzaktan kontrolü garanti altına alarak maksimum koruma sunar.
Sanayi 4.0, üretim ve endüstri süreçlerinde devrim niteliğinde değişiklikler getirirken, bu dönüşümün temelinde endüstriyel haberleşme sistemleri yer alıyor. Bu sistemler, dijital dönüşümün omurgasını oluşturarak geleceğin akıllı fabrikalarının temelini bugünden inşa ediyor. Endüstriyel haberleşme alanında faaliyet gösteren Japonya merkezli CC-Link Partner Association (CLPA) ise Zaman Duyarlı Ağ (TSN) teknolojisi CC-Link IE TSN ile dünya genelinde gıda, ilaç, beyaz eşya gibi pek çok farklı sektördeki dönüşüme rehberlik ediyor. Geliştirdikleri bu teknolojinin dijital dönüşümle birlikte değişen taleplere yönelik esnek üretim hatlarına imkân tanıdığını vurgulayan CLPA Türkiye Müdürü Önder Şenol, güçlü ortaklık sistemiyle de endüstriyel haberleşmenin gelişmesine öncülük etmeyi hedeflediklerini söyledi.
Sanayiden üretime kadar hayatın her katmanında karşımıza çıkan dijital dönüşümde endüstriyel ağlar belirleyici bir güce sahip. Japonya merkezli CLPA (CC-Link Partner Association), tam da bu noktada Zaman Duyarlı Ağ (TSN) teknolojisi CC-Link IE TSN ile gıda, ilaç, beyaz eşya, otomotiv ve bina otomasyonu gibi pek çok farklı sektörde makine ve proses kontrolü için uygun çözümler sunuyor. Sanayi 4.0 için kritik önem taşıyan hız kriterini yüksek düzeyde karşılayan CC-Link IE TSN’nin sanayide yaşanan değişikliklere kolay uyum sağladığını söyleyen CLPA Türkiye Müdürü Önder Şenol, “Sanayi 4.0’ın bir getirisi olarak endüstrilerin hızlı değişen dinamiklerine uyum sağlayabilen CC-Link IE TSN, esnek üretim hatları oluşmasına ve üretkenliğin artmasına imkân tanıyor. Bu teknoloji tüm veri bağlantılarıyla cihazlar arasındaki haberleşmeyi sağlayarak fabrikaları verimliliğin temel bileşeni olan hıza ulaştırıyor. Bu noktada rakiplerinden farklılaşan CC-Link IE TSN, saniyede 100 megabit ile haberleşebilen endüstriyel haberleşme sistemlerinden tam 10 kata kadar daha hızlı sonuç sunuyor ve saniyede 1 gigabit ile haberleşebiliyor” dedi.
Güçlü küresel ağı sayesinde üreticilerin geleceğine katkı sağlıyor
Üretim hattının durmasından kaynaklanan maliyetlerin CC-Link IE TSN ile azaltılabileceğine dikkat çeken Önder Şenol, “Bu teknolojinin yüksek hıza ve büyük hacimli iletişim kabiliyetine sahip olması sayesinde üretimde kayda değer artış sağlanabiliyor. Üreticiler rekabette bir adım öne geçmek, müşterilerini bugün ve gelecekte sürdürülebilir kılmak ve ölçeklenebilir bir platform sağlamak için CC-Link IE TSN’den yaralanabilir. Bu noktada CLPA olarak başta Asya kıtası olmak üzere dünya çapında 11 farklı bölgede yer alan faaliyet merkezlerimizle otomasyon sistemlerindeki değişime katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Geleceğin oyun kurucuları arasında olmak isteyen firmaların her adımında yanında yer alıyor, gerek teknolojilerimiz gerekse iş birlikçi modelimizle üreticileri Sanayi 4.0’ın normlarına hazırlıyoruz” şeklinde konuştu.
Akıllı üretime adım atmanın yolu CC-Link IE TSN’den geçiyor
Sanayi 4.0’a uyumlu dünya standartlarında akıllı üretime adım atmayı hedefleyen şirketler, CC-Link IE TSN hakkında detaylı bilgi almak için https://eu.cc-link.org/tr/clpa/members web sitesi üzerinden CLPA Türkiye temsilciliği ile iletişime geçebiliyor.
IO-Link konsorsiyumunun kurucu bir üyesi olarak ifm IO-Link özellikli geniş sensör ve kontrol ekipmanı (IO-Link Master ve Modüller) seçeneklerini sunuyor. Geniş ürün yelpazesi ile ifm, tüm makinelerinize ve süreçlerinize kapsamlı bir dijital iletişim sistemi uygulamanıza olanak tanıyor.
Endüstriyel otomasyon dünyasında, sensör ve aktüatör teknolojileri sürekli olarak gelişmekte ve yenilikçi çözümler sunmakta. Bu alanda öne çıkan ifm, IO-Link teknolojisi ile donatılmış ürünleriyle dikkat çekiyor. ifm’nin IO-Link çözümleri, endüstriyel uygulamalarda verimliliği artırmak ve süreçleri optimize etmek için birçok avantaj sunuyor.
Lider sensör, aktüatör ve kontrol cihazları üreticileri tarafından geliştirilen IO-Link, otomasyon için standart hale getirilmiş ve endüstriyel haberleşmeden bağımsız bir arayüzdür.
Sensörlerin teşhis bilgilerini, aynı anda PLC'ye ve daha üst düzey BT altyapılarına iletmesini sağlar. Dijital, çift yönlü, noktadan noktaya arayüz, neredeyse tüm otomatik sistemlerle entegre olur. Sahada kullanılan bir sensörden PLC'ye giden %100 dijital bir yoldur. IO-Link fieldbus sisteminden farklı olarak, geleneksel 3 telli sensör ve aktüatör bağlantılarıyla basit bir noktadan noktaya iletişim yöntemi kullanarak çalışır.
Daha Yüksek Performans. Daha Az Çaba.
ifm’nin IO-Link çözümleri, endüstriyel otomasyon sistemlerinde verimliliği artırmak ve süreçleri optimize etmek için geniş bir yelpazede ürünler sunar. Basınç, akış, seviye, sıcaklık, mesafe, fotoelektrik, titreşim ve eğim sensörleri gibi çeşitli kategorilerde sunulan bu sensörler, yüksek hassasiyet ve güvenilirlik sağlar. Ayrıca, RFID sistemleri ve bağlantı teknolojileri ile entegre edilerek, üretim süreçlerinin daha verimli ve güvenilir bir şekilde yönetilmesine yardımcı olur.
IO-Linkli Sensörlerin Avantajları Nelerdir?
Otomasyon dünyasında, sensör teknolojileri sürekli olarak gelişmekte ve yenilikçi çözümler sunmakta. Bu alanda öne çıkan IO-Link teknolojisi, sensör ve aktüatörlerin dijitalleşmesini sağlayarak birçok avantaj sunar. IO-Linkli sensörler, endüstriyel uygulamalarda verimliliği artırmak ve süreçleri optimize etmek için birçok fayda sağlar.
Kolay Kurulum ve Kablolama: IO-Linkli sensörler, standart üç veya dört iletkenli kablolarla kolayca kurulabilir. Bu, karmaşık kablolama gereksinimlerini azaltır ve kurulum süresini kısaltır. Ayrıca, analog sensörlere olan ihtiyacı ortadan kaldırarak maliyetleri düşürür. Master-slave konfigürasyonu ile maliyetler azalır ve kurulum daha pratik hale gelir.
Hızlı ve Hatasız Sensör Değişimi: IO-Linkli sensörler, hızlı ve hatasız sensör değişimi sağlar. Değiştirilen sensörün parametreleri otomatik olarak yeni sensöre yazılır, bu da arıza süresini önemli ölçüde azaltır. Bu özellik, üretim süreçlerinde kesintisiz operasyon sağlar ve verimliliği artırır.
Uzaktan Parametre Ayarı ve Teşhis: IO-Link sayesinde sensör parametrelerine uzaktan erişim sağlanabilir ve gerekli ayarlar yapılabilir. Bu, bakım ve ayar süreçlerini hızlandırır ve hata olasılığını en aza indirir. Ayrıca, uzaktan teşhis imkanı sunarak arızaların hızlı bir şekilde tespit edilmesini sağlar.
Yüksek Sinyal Kalitesi: IO-Link, analog sinyalleri dijitalleştirerek sinyal kaybını ve bozulmalarını ortadan kaldırır. Bu, yüksek sinyal kalitesi ve güvenilir veri iletimi sağlar. Ayrıca, IO-Link veri aktarımı 24V sinyali ile gerçekleştiği için harici faktörlerden etkilenmez.
Durum İzleme ve Kestirimci Bakım: IO-Linkli sensörler, sürekli durum izleme ve teşhis imkanı sunar. Bu sayede, olası arızalar önceden tespit edilerek önlem alınabilir ve bakım süreçleri optimize edilir. Kestirimci bakım uygulamaları ile plansız duruşlar önlenir ve üretim verimliliği artırılır.
Esneklik ve Verimlilik: IO-Linkli sensörler, çeşitli endüstriyel uygulamalarda esneklik sağlar ve otomasyon sistemlerinin verimliliğini artırır. Sensörlerin parametreleri kolayca değiştirilebilir ve farklı uygulamalara hızlıca adapte edilebilir.
ifm’nin IO-Linkli sensörleri, endüstriyel otomasyon sistemlerinde verimliliği artırmak ve süreçleri optimize etmek için birçok avantaj sunuyor. Kolay kurulum ve kablolama, hızlı ve hatasız sensör değişimi, uzaktan parametre ayarı ve teşhis, yüksek sinyal kalitesi, durum izleme ve kestirimci bakım gibi özellikler, IO-Linkli sensörleri diğer sensörlerden ayıran başlıca avantajları olarak öne çıkıyor.
Endüstriyel otomasyon sistemlerinde verimliliği artırmak ve süreçleri optimize etmek için ifm geniş bir yelpazede IO-Link çözümleri sunuyor:
IO-Link Masterlar ve Modüller: ifm’nin IO-Link masterları, farklı uygulama ve gereksinimlere göre üç ana kategoriye ayrılmıştır: PerformanceLine, DataLine ve StandardLine. Her kategori, belirli avantajlar ve özellikler sunmaktadır.
PerformanceLine: Yüksek performans ve endüstriyel haberleşme gerektiren uygulamalar için tasarlanmış olan PerformanceLine IO-Link masterlar, entegre IIoT portu ile HTTP(S), JSON ve MQTT gibi protokollerle bağlantı sağlar. . IP67 ve IP69K koruma sınıflarına sahip modeller, zorlu endüstriyel ortamlarda kullanım için idealdir.
DataLine: Veri iletişimi ve IT bağlantısı gerektiren uygulamalar için uygun olan DataLine IO-Link masterlar, PROFINET, EtherNet/IP, EtherCAT ve Modbus TCP gibi çeşitli endüstriyel haberleşme protokollerini destekler. IP67 koruma sınıfına sahip modeller mevcuttur.
StandardLine: Temel ihtiyaçlar ve daha basit uygulamalar için tasarlanmış olan StandardLine IO-Link masterlar, basit ve hızlı kurulum imkanı sunar.
IO-Linkli Sensörler
ifm'nin IO-Link özellikli sensörleri, kullanıcı için tamamen yeni olanaklar yaratıyor. Hızlı ve kolay kurulumdan ek olarak mevcut makine izleme verilerine ve proses şeffaflığına; makine seviyesinden ERP yazılımına kadar: IO-Link, ikna edici verimlilik kazançları ve maliyet tasarrufları sağlıyor.
Basınç Sensörleri: ifm’nin basınç sensörleri, makine ve tesislerdeki sistem basıncını yüksek hassasiyetle tespit eder. Farklı basınç aralıklarında sunulan bu sensörler, güvenilir ve doğru ölçümler sağlar. Bu sensörler, hidrolik ve pnömatik sistemlerde, su ve atık su yönetiminde yaygın olarak kullanılır.
Akış Sensörleri: Borulardaki sıvıların ve gazların izlenmesi için kullanılan akış sensörleri, manyetik-indüktif, vortex ve ultrasonik gibi çeşitli teknolojilerle sunulmaktadır. Bu sensörler, proseslerin güvenli ve verimli bir şekilde yönetilmesine yardımcı olur. Kimya, gıda ve içecek endüstrilerinde yaygın olarak kullanılır.
Seviye Sensörleri: Depolar ve konteynerlerdeki seviye ve limit seviyesini izleyen seviye sensörleri, kapasitif, ultrasonik ve radar teknolojileri ile temassız ölçüm sağlar. Bu sayede, hassas ve güvenilir seviye tespiti yapılır. Bu sensörler, sıvı ve katı malzemelerin depolanmasında kullanılır.
Sıcaklık Sensörleri: ifm’nin sıcaklık sensörleri, tüm sıcaklık ölçüm aralığında yüksek hassasiyetli ölçümler yapar. Hijyenik uygulamalar için özel modeller de mevcuttur, bu da gıda ve ilaç endüstrisi gibi alanlarda kullanımını ideal kılar.
IO-Linkli Pozisyon Sensörleri
Mesafe Sensörleri: Çok uzun menzilli ve ardalan baskılamalı mesafe sensörleri, nesnelerin temassız tespiti için kullanılır. Bu sensörler, yüksek doğruluk ve güvenilirlik sunar. Otomotiv, lojistik ve paketleme endüstrilerinde yaygın olarak kullanılır.
Fotoelektrik Sensörler: Belirli uygulamalar için tasarlanmış fotoelektrik sensörler, devre çıkışı, analog sinyal ve IO-Link özellikleri sunar. Bu sensörler, çeşitli endüstriyel uygulamalarda esneklik sağlar. Otomotiv, lojistik ve paketleme endüstrilerinde yaygın olarak kullanılır.
Silindir Sensörleri: Silindirlerin pozisyonunu izlemek için kullanılan silindir sensörleri, çeşitli montaj seçenekleri sunar ve yüksek performans sağlar. Bu sensörler, otomasyon sistemlerinde ve robotik uygulamalarda yaygın olarak kullanılır.
IO-Linkli Hareket Kontrol Sensörleri
Titreşim Sensörleri: Makine titreşimlerini izleyerek erken arıza tespiti sağlayan titreşim sensörleri, kestirimci bakım için ideal bir çözümdür. Bu sensörler, makine sağlığını izlemek ve arızaları önceden tespit etmek için kullanılır. Üretim tesislerinde ve ağır sanayi uygulamalarında yaygın olarak kullanılır.
Eğim Sensörleri: Makine ve ekipmanların eğim açısını ölçen eğim sensörleri, hassas ve güvenilir ölçümler sunar. Bu sensörler, çeşitli endüstriyel uygulamalarda kullanılabilir. İnşaat makineleri ve mobil ekipmanlarda yaygın olarak kullanılır.
IO-Linkli Kimlik Tanıma Sistemleri
RFID Sistemleri: Üretim süreçlerinde izlenebilirlik ve veri yönetimi sağlayan RFID sistemleri, IO-Link ile entegre edilerek veri iletişimini kolaylaştırır. Bu sistemler, üretim süreçlerinin daha verimli ve güvenilir bir şekilde yönetilmesine yardımcı olur. Lojistik ve depolama uygulamalarında yaygın olarak kullanılır.
IO-Link Aksesuarları ve Yazılımı
Bağlantı Teknolojisi ve Aksesuarlar: IO-Link sistemlerinin kurulumu ve entegrasyonu için gerekli olan çeşitli aksesuarlar ve bağlantı teknolojileri sunulmaktadır. Bu aksesuarlar, sistemlerin daha hızlı ve kolay bir şekilde kurulmasını sağlar.
Yazılım ve Parametre Ayarları: IO-Link sensörlerinin parametre ayarları ve teşhisi için kullanılan yazılımlar, sensörlerin çevrimiçi ve çevrimdışı parametre ayarlarını kolayca yapmanızı sağlar. Örneğin, “moneo configure” yazılımı, kullanıcı dostu arayüzü ile sensörlerin hızlı ve doğru bir şekilde yapılandırılmasını sağlar.
ifm electronic'in Basınçlı hava sayacı, gerçek bir çok yönlü üründür. Sıcaklık ve opsiyonel olarak basınç için entegre edilmiş sensörler sayesinde, kullanıcı, sisteminin enerji verimliliği hakkında bilgi veren dört proses değerini (akış hızı, basınç, sıcaklık ve toplam tüketim) bir bakışta görebilir. Seri versiyonlara ek olarak, 14 ila 254 mm çapındaki borular ve 50 bar’a kadar basınç için vidalı versiyonlar (SD1540, SD1440) da mevcuttur.
Kaçak denetimi sayesinde enerji verimliliği
Hassas akım denetimi sayesinde kaçaklar tespit edilir ve enerji tasarrufu sağlanır. Ayrıca, cihazın yüksek tekrarlanabilirliği, basınçlı hava maliyetlerinin ilgili üretim hattına net şekilde tahsis edilmesini ve ayrıca optimize edilmiş ürün maliyetinin hesaplamasını sağlar.
Kusursuz Enerji Yönetiminin Temeli
Tüm üye ülkeler, enerji verimliliğiyle ilgili DIN EN ISO 50001 sayılı AB Direktifi' ne uyarak enerji tasarrufu sağlamayı taahhüt etmiştir. Enerji vergisi indirimleri elde etmek için bir enerji yönetim sisteminin uygulanması gerekir. Yeni basınçlı hava sayacını düzenli DAkkS kalibrasyonları ile birleştirmek, bunun için optimum bir temel sağlar.
Özelikle KOBİ’leri yalın üretim kavramıyla tanıştıran model fabrikalar, IAS’nin sunduğu yenilikçi teknolojiler ve Endüstri 4.0 işlevleri ile kullanımı, Türk ekonomisi için önemli bir değer yaratıyor. Bütünleşik sistemlerin kurulduğu fabrikaların verimliliği ve uluslararası arenada rekabet güçleri artıyor.
Yetkinlik ve Dijital Dönüşüm Merkezleri (Model Fabrikalar), üretimde verimliliğin artırılması ve dijital dönüşüm sürecinin hızlandırılması amacıyla hayata geçirilmeye devam ediyor. Model fabrikalarda, gerçek bir üretim ortamında, deneyimsel öğrenme teknikleri kullanılarak, verimlilik temelli dönüşümün öğretilmesini ve yaygınlaştırılmasını sağlayan eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin verilmesi amaçlanıyor. IAS de bu model fabrikaların dört tanesinde Ankara, Kayseri, Konya, Bursa’da hayata geçirdiği dijitalleşme projeleri ve teknoloji eğitimleri ile ülkemizin dijital dönüşümüne katkı vermeyi sürdürüyor.
Türkiye’de model fabrika alanındaki çalışmalar 2015 yılında TC Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda başlatıldı. İlk etapta, ulusal ve uluslararası fonlar aracılığıyla Adana, Ankara, Bursa, Eskişehir, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin ve Samsun’da olmak üzere on adet model fabrika hayata geçirildi. Bu model fabrikalara ek olarak Denizli, Kocaeli, Malatya, Tekirdağ ve Trabzon’da da model fabrika kurulum çalışmaları devam ediyor. İşletmelere dönüşüm yolculuklarında rehberlik eden model fabrikaların çalışma odağını yalın üretim, eğitim ve danışmanlık oluşturmakla birlikte dijital dönüşüm alanında faaliyet gösterebilmeleri için de altyapı ve insan kaynağı geliştirme çalışmaları da yürütülüyor.
KOBİ’lere yalın üretim imkanı
Model fabrikaların, ülkemizdeki işletmelerin özellikle de imkanları daha kısıtlı olan küçük ve orta ölçekli işletmeler için yalın üretim kavramlarıyla tanışması açısından önemli bir hizmet olduğunun altını çizen IAS Yönetim Kurulu Başkan Vekili Can Karabiber, “Biz de IAS olarak Kayseri, Ankara, Bursa ve Konya olmak üzere dört model fabrikada gerçekleştirdiğimiz dijitalleşme projesi ile yalın üretim tekniklerini Endüstri 4.0 kavramları ile buluşturduk ve işletmelerimiz için bu kavramlarının işlendiği bir eğitim müfredatı hazırladık. Bu işbirliği 2022 yılında açılan dört model fabrikanın dijitalleşme ihalesini kazanmamızla başladı. Bu ihale kapsamında dört model fabrikanın yeni dijital teknolojiler ile donatılması ve bu teknolojilerin Endüstri 4.0 işlevleri açısından kullanımının gösterildiği eğitimler hazırlandı. Dört model fabrikada gerçekleştirilen bu çalışmaların ülkemizdeki tüm model fabrikalara yaygınlaştırılması ve hazırlanan dijitalleşme eğitim müfredatından mümkün olduğunca çok işletmenin faydalanması için IAS olarak elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” dedi.
Kazanılan ihale kapsamında model fabrikaların ihtiyaçlarına yönelik teknoloji desteği sunduklarını ve böylece Türkiye ekonomisine önemli katkılar olacağına vurgu yapan Can Karabiber sözlerine şu şekilde son verdi:
“Yapılan işler sonucunda model fabrikalarda yalın dijital üretim kavramlarının eğitiminin verileceği etkili bir müfredat oluşturuldu. Bu müfredat sayesinde özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler, dijitalleşme kavramları ile tanışarak, işletmelerinde Endüstri 4.0 uygulamalarına başlamak için bir dayanak noktası bulmuş oldular. İhale kapsamında model fabrikalar; sunucu, istemci, panel PC, tablet, dashboard, akıllı tahta, RFID okuyucu ve antenler, akıllı saat, tepe lambaları, pick-by-light gibi donanımlar ile donatıldı. Kurulan otomasyon ve IoT altyapısı ile tüm iş istasyonları, boyutsal ölçüm gibi kalite cihazları, pick-by-light, konveyör gibi yardımcı cihaz ve makineler birbirine bağlandı. ERP, MES, tüm bağlı üretim makineleri ve cihazlarından oluşan bütünleşik tek bir sistem kuruldu.”
Çin İthalat ve İhracat Fuarı, "Kanton Fuarı" olarak da bilinir, ölçek açısından dünyanın 1 numaralı fuarıdır. Kanton Fuarı, 15 Nisan - 5 Mayıs 2025 tarihleri arasında Çin'in Guangzhou kentinde düzenlenecek 137. oturumuna ev sahipliği yapacak.
1,55 milyon metrekarelik bir sergi alanına sahip olan 137. Kanton Fuarı, 28.000'den fazla katılımcıyı bir araya getirerek, yarısı hem üretimde hem de kullanımda düşük karbon emisyonuyla karakterize edilen yeşil ürünler olmak üzere bir milyondan fazla yeni ürünü sergiliyor.
137. Kanton Fuarı'nın (15-19 Nisan 2025) Birinci Aşamasında yer alan elektronik ve makineyle ilgili sergi alanlarında 8.000'den fazla stant vardı. Binlerce katılımcı, şu sektörlerde yeni ve yüksek kaliteli ürünler sergileyecek:
Endüstriyel Otomasyon ve Akıllı Üretim, İşleme Makineleri Ekipmanları, Güç Makineleri ve Elektrik Gücü, Genel Makineler ve Mekanik Temel Parçalar, İnşaat Makineleri, Bilgi Ürünleri, Yeni Enerji Araçları ve Akıllı Mobilite, Araçlar ve Yedek Parçalar, Aydınlatma Ekipmanları, Elektronik ve Elektrik Ürünleri, Yeni Enerji Kaynakları, Donanım, Araçlar, vb.
Daha fazla bilgi edinmek ve Canton Fuarı'na kayıt olmak için LÜTFEN BURAYI TIKLAYIN!
Üretim teknolojileri sektöründe heyecanla beklenen MAKTEK SMART – Yeni Nesil Makinalar, Akıllı ve Otonom Üretim Sistemleri Fuarı, 5-8 Kasım 2025 tarihlerinde Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi'nde ilk kez kapılarını açmaya hazırlanıyor.
Tüyap Fuarcılık Grubu tarafından Türkiye'nin önde gelen sanayi derneği TİAD (Takım Tezgâhları Sanayici ve İş İnsanları Derneği), MAKFED (Türkiye Makina Federasyonu), ROBODER (Robot Entegratörleri ve Yüksek Teknolojili Sistem Üreticileri Derneği) iş birliğiyle düzenlenen fuar, sektörde bir ilk olma özelliği taşıyor. Fuar, teknoloji transferi konusunda da önemli bir rol üstleniyor.
“Sanayinin dijital devrimi mottosuyla yola çıktık”
Fuarla ilgili bilgilendirmenin yapıldığı basın lansmanında konuşan Tüyap Fuarlar Yapım A.Ş. Genel Müdürü İlhan Ersözlü, şunları söyledi: ‘‘MAKTEK SMART Fuarımızı, 5-8 Kasım 2025 tarihlerinde İstanbul Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi'nde, TİAD, MAKFED ve ROBODER iş birliğiyle hayata geçirmenin heyecanını yaşıyoruz. Bu fuar, Türkiye'de bir ilk olma özelliği taşıyor; endüstriyel üretimde dijitalleşmeyi ve Endüstri 5.0 vizyonunu gerçeğe dönüştürmeyi hedefleyen tek platform. 'Sanayinin dijital devrimi' mottosuyla yola çıktık ve robotik entegrasyondan makine zekasına, endüstriyel yazılımlardan otonom teknolojilere kadar pek çok yeniliği sektör profesyonelleriyle buluşturacağız. İş birliği yaptığımız tüm dernek ve kuruluşlara, sektör temsilcilerimize teşekkür ediyorum. MAKTEK SMART'ın, ülkemizin üretim gücüne ve sanayi ekosistemine büyük katkılar sağlayacağına inanıyorum.”
"Gelecek vizyonunun bir parçası"
Türkiye sanayisinin yenilikçi üretim teknolojilerini yakından tanıyacağı yepyeni bir fuara hazırlandığını söyleyen Takım Tezgâhları Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz ise sözlerine şöyle devam etti: "MAKTEK SMART, firmaların bilgi birikimi transferiyle zenginleştirdiği, akıllı ve yapay zeka temelli üretim teknolojilerinin bölgemizdeki buluşma noktası olacak. TÜYAP, MAKFED ve ROBODER ile bu fuarı kurgularken, küresel arenada bile henüz tam anlamıyla sahneye çıkmamış teknolojilere ev sahipliği yapmayı hedefledik. Akıllı üretimi hayata geçirecek, dijital ve yeşil dönüşüm için ihtiyacımız olan teknolojiler, gelecekte var olmak isteyen firmalar için elzem. TİAD olarak, MAKTEK SMART ile kamuoyunu da Türk üretim sanayisinin geleceğine yön verecek düzenlemeler ve teşvikler konusunda yönlendirmeyi amaçlıyoruz. Yenilikçi ve dijital üretim sistemleri, çağın ötesine geçmeyi hedefleyen, ülkemizin geleceği için hep bir adım önde olmayı amaçlayan bir vizyonun parçasıdır. Diğer paydaşlarımızla yaptığımız bu güç birliği, fuarı benzersiz kılacaktır" açıklamasında bulundu.
“Klasik fuar anlayışının dışına çıkan bir organizasyon”
MAKFED (Türkiye Makina Federasyonu) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran ise konuşmasında şunları söyledi: "Günümüzde artık 'yapmak' her şey demek değil. 21’inci yüzyılda asıl önemli olan iş birliği ve organizasyon becerisi. İnsanlık tarihine baktığımızda, değişimin hızı son yıllarda inanılmaz arttı. Artık 5 yıl sonra neyle karşılaşacağımızı bilemiyoruz. Bu durumda odak noktamız değişebilme becerisi olmalı. Değişime direnmek yerine, 'Yaptığımız her şeyi daha farklı nasıl yapabiliriz?' sorusunu düşünce sistemimizin merkezine oturtmalıyız. MAKTEK SMART, sadece 'yapma' üzerine kurulu klasik fuar anlayışının dışına çıkan bir organizasyon. Tek başına makine, robot, yazılım veya elektronik yapmak bir şey ifade etmiyor; önemli olan bütün bunların birleşimi. Bu fuar, bu birleşimi nasıl sağlayacağımız, insanları nasıl farklı düşünmeye yönelteceğimiz, organizasyon becerilerini ve iş birliğini nasıl artıracağımız konusunda önemli bir adım olacak.”
Sanayideki üretimin dönüşümünü gözler önüne serecek
ROBODER (Robot Entegratörleri ve Yüksek Teknolojili Sistem Üreticileri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yarış ise şunları söyledi: "Yeni dünya düzeninde ayakta kalabilmek, hatta öne geçmek için rekabet gücümüzü en üst düzeye çıkarmamız şart. Bu dönüşüme ayak uyduran, daha verimli teknolojileri benimseyen kurumların avantaj sağlayacağı çok açık. MAKTEK SMART Fuarı, her türlü üretime yönelik yenilikçi çözümleri görüp kendimize yeni ufuklar çizebileceğimiz, aklımızdaki özgün makineleri tasarlatıp ürettirebileceğimiz çok önemli bir buluşma noktası olacak."
MAKTEK SMART, endüstriyel üretimde dijitalleşme ve Endüstri 5.0 vizyonunu gerçeğe dönüştürmeyi hedefleyen Türkiye'deki tek fuar olma iddiasını taşıyor. Fuar, robotik entegrasyon teknolojilerinden, endüstriyel yazılım çözümlerine, ileri imalat teknolojilerinden, otonom sistemlere kadar geniş bir yelpazede en son yenilikleri sergileyecek.
Fuarın öne çıkan başlıkları
Üretimin Yeni Çağı: Robotik sistemler, otonom teknolojiler ve akıllı üretim sistemleri ile geleceğin fabrikaları MAKTEK SMART'ta şekilleniyor.
Akıllı Sistemler, Sınırsız İnovasyon: Endüstriyel yazılımlar, makine zekası, dijital ikiz ve hibrit üretim teknolojileri, üretimde verimlilik ve esnekliği artırıyor.
Bağlantılı Gelecek: Robotik entegrasyon ve dijital dönüşüm teknolojileri, üretim süreçlerini birbirine bağlı ve optimize hale getiriyor.
Teknolojinin Zirvesi: İleri imalat teknolojileri, metroloji ve endüstriyel otomasyon alanlarındaki en son gelişmeler sektör profesyonelleriyle buluşuyor.
Akıllı ve Otonom Çözümler: Otonom üretim sistemleri, yapay zeka ve AR/VR teknolojileri, üretim sektöründe devrim yaratıyor.
Etkinlikler ve özel alanlarla dolu bir fuar deneyimi
MAKTEK SMART, sadece ürün sergilemekle kalmayıp, zengin etkinlik programıyla da dikkat çekiyor. Fuar kapsamında düzenlenecek etkinlikler arasında şunlar öne çıkacak:
İnovasyon Alanı: VR gözlükler ve simülasyonlarla ziyaretçilere interaktif bir deneyim sunulacak. Start-up projeleri için özel alanlar ve mini sahneler kurulacak.
Network Alanı: Profesyonel ziyaretçiler için dijital kartvizit paylaşımı imkanı sunan, dinlenme ve iş bağlantıları kurma alanı.
Fikir Bankası: İnovasyon ve teknoloji odaklı üretim fikirlerinin toplanacağı ve seçilen projelerin yatırımcılarla buluşturulacağı bir platform.
B2B Görüşmeleri: Türkiye'nin önde gelen firmalarının satın alma müdürleri ile katılımcıları bir araya getiren özel görüşme alanları.
Hedef kitle: Üretimin geleceğine yön verenler
MAKTEK SMART, makine imalatçıları, otomasyon ve robotik üreticileri, teknoloji ve yazılım geliştiriciler, kamu ve akademik kurumlar, yatırımcılar ve sektörel medya temsilcileri gibi geniş bir hedef kitleye hitap ediyor. Fuar, özellikle sanayi ve üretim firmalarının teknolojik dönüşümüne öncülük etmeyi amaçlıyor.
Sektördeki gelişmeler ışığında MAKTEK SMART
Endüstriyel otomasyon, robotik çözümler, yapay zeka, eklemeli imalat, dijital dönüşüm, sürdürülebilir üretim ve dijital ikiz gibi kavramlar günümüz üretim dünyasının anahtar trendleri haline geldi. MAKTEK SMART, bu trendleri yakından takip eden ve sektörün geleceğine yön veren bir platform olarak öne çıkıyor.
MAKTEK SMART Fuarı, Türkiye'nin üretim teknolojilerindeki gücünü ve potansiyelini dünyaya tanıtmak için önemli bir fırsat sunuyor. Fuar, aynı zamanda sektördeki tüm paydaşları bir araya getirerek iş birliklerini güçlendirmeyi ve yeni pazarlara açılmayı hedefliyor.
Teknoloji grubu ZF, geleneksel ve elektrikli tahrik sistemleri, şasi teknolojileri, dijital çözümler ve satış sonrası hizmetlerden oluşan geniş portföyü ile mobilitedeki öncülüğünü sürdürüyor.
“Demiryolu ve karayolu yolcu taşımacılığı günlük mobilitenin önemli bir parçası” diyen ZF Ticari Araçlar ve Endüstriyel Teknoloji Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Peter Laier, şöyle devam etti: “Yenilikçi ve geniş kapsamlı bir teknoloji ortağı olarak, moliliteyi daha verimli, daha güvenli ve daha sürdürülebilir hale getirme konusunda müşterilerimizi destekliyoruz.”
ZF Raylı Sistemlerde 100 yılı geride bıraktı
Laier, “Geleceğin sürdürülebilir mobilitesi güçlü bir demiryolu sistemine ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle Grubumuz 100 yılı aşkın süredir demiryolu endüstrisi için güvenilir ve güçlü teknolojiler geliştiriyor ve gelecekte de geliştirmeye devam edecek.” dedi.
ZF ilk olarak 1924 yılında raylı sistemler için, temelde binek araçlarda kullanılan bir teknolojinin uyarlaması olan “Soden TS18.5” güç aktarım sistemini geliştirdi. ZF günümüzde de raylı sistemler için kendini kanıtlamış teknolojiler sağlayabiliyor: Örneğin, EcoWorld başarısı kanıtlanmış EcoLife otobüs şanzımanı iken raylı sistemlere uyarlanarak günümüzde kullanılmaya başlanmıştır. Bu çözümün kullanımı yüzde 20'ye kadar yakıt tasarrufu sağlayabiliyor. Ayrıca bakım maliyetleri azaltılırken seyahat konforu da artırılıyor.
Şirket, önleyici dijital bakım hizmeti ‘connect@rail’ ile araç üreticileri ve filo operatörleri için tercih edilen teknoloji ortağı konumunu da vurguluyor. ‘Connect@rail’ geniş kapsamlı bir durum izleme sistemi olarak dijital uzmanlığı, entegre sensör teknolojisini, gelişmiş veri analizini ve akıllı bağlanabilirliği demiryolu taşımacılığı için bir arada sunuyor.
Güç aktarım sistemlerindeki ve ray altyapısındaki problemleri erken aşamalarda tespit ettiği için connect@rail verimli bir bakım planlaması yapılmasına olanak tanıyor. Bu da arızaların önlenmesini, güvenliğin artırılmasını ve raylı sistemlerdeki mobilitenin mümkün olduğunca sorunsuz hale getirilmesini sağlıyor.
ZF Otobüs Çözümleri: Kanıtlanmış teknolojiden akıllı sistemlere
ZF, 2.800 Nm'ye kadar motor torkuna sahip servis araçları ve seyahat otobüsleri için EcoLife CoachLine altı vitesli otomatik şanzımanı 2022 yılında tanıtmıştı.
Özellikle şehirler arası güzergahlarda ve zorlu dağ yollarında Powershift şanzıman, verimlilik ve sürüş konforu açısından standartları belirlemeyi sürdürüyor. Çift soğutma sistemi sayesinde bakım gereksinimleri azaltılıyor, bu da şanzımanın tüm hizmet ömrü boyunca işletme maliyetleri üzerinde olumlu bir etki sağlıyor.
ZF, CeTrax 2 dual ile tamamen elektrikli toplu taşıma için etkileyici bir güç aktarma konsepti sunuyor. Continuous (sürekli) 380 kW çıkışa sahip elektrikli merkezi tahrik, modüler ve şirket bünyesinde geliştirilen bileşenler yenilikçi bir sistem çözümünde bir araya geliyor. Kompakt boyutları, araçta değerli bir alan tasarrufu sağlarken, düşük ağırlık, gelişmiş verimlilikle yüksek güç ve tork değerlerini destekliyor. Böylece CeTrax 2 dual, şehir içi veya şehir dışı yüksek yolcu sayısı ve zorlu yol koşulları altında bile şaşırtıcı performans sunuyor.
ZF, otobüs üreticilerine ve ulaştırma yetkililerine sadece üstün teknoloji sunmakla kalmıyor, aynı zamanda onlara süreçlerinin optimizasyonu konusunda da destek oluyor. Akıllı filo yönetim sistemi ZF Bus Connect, Araç Sağlığı ve/veya OptiTire gibi özellikleri ile bakım planlama süreçlerinin sorunsuz entegrasyonunu sağlıyor. Böylelikle araçların güvenilirliğini ve verimliliğini güvence altına alan ZF, müşterilerinin toplam sahip olma maliyetlerini düşürmelerine yardımcı oluyor.
ZF Aftermarket: Yerel çözümlere olanak sağlayan küresel güç
ZF Aftermarket arıza teşhisi, tamir ve yedek parça tedariki ile mobilitede çalışma süresini en üst seviyeye çıkarıyor. ZF’nin küresel desteği yerel çözümlere olanak sağlarken; ZF Aftermarket satış sonrası servis ağı ile müşteri ihtiyaçlarına esnek bir şekilde yanıt verebiliyor ve özelleştirilmiş çözümlerle en yüksek performans standartlarını karşılayabiliyor.
Microchip Technology (Nasdaq: MCHP), çok çeşitli endüstrilerde yüksek performanslı, matematik yoğunluklu uygulamalara yönelik artan talebi karşılamak için PIC32A MCU ailesini piyasaya sürdü. Şirketin zaten sağlam olan 32-bit MCU portföyünü geliştiren PIC32A MCU'lar, otomotiv, endüstriyel, tüketici, Yapay Zeka/Makine Öğrenimi (AI/ML) ve tıbbi pazarlardaki genel amaçlı uygulamalar için uygun maliyetli, yüksek performanslı çözümler olacak şekilde tasarlanmıştır.
Harici bileşenlere olan ihtiyacı önemli ölçüde azaltmak için tasarlanan 200 MHz 32-bit PIC32A ailesi, entegre yüksek hızlı analog çevre birimleri, 40 Msps'ye kadar 12-bit ADC'ler, yüksek hızlı 5 ns karşılaştırıcılar ve akıllı kenar algılama için 100 MHz Kazanç Bant Genişliği Ürünü (GBWP) op-amp'leri içerir. Bu özellikler ve yüksek performanslı bir CPU, tek bir MCU'da birden fazla işlevin gerçekleştirilmesine olanak tanır ve hem sistem hem de malzeme listesi maliyetlerini optimize eder.
Ayrıca, Flash ve RAM'de Hata Kodu Düzeltme (ECC), Bellek Dahili Öz-Test (MBIST), G/Ç bütünlük izleyicisi, saat izleme, değiştirilemez güvenli önyükleme ve Flash erişim kontrol özellikleri gibi entegre donanım güvenliği ve emniyet özellikleri, gömülü bir kontrol sistemi uygulamasında yazılım kodunun güvenli bir şekilde yürütülmesini sağlamak için tasarlanmıştır.
PIC32A MCU'daki 64-bit Kayan Nokta Birimi (FPU), veri yoğun matematik işleme uygulamalarını verimli bir şekilde yönetir ve model tabanlı tasarımların daha kolay benimsenmesini sağlar. Bu MCU'lar, sensör arayüzü ve veri işlemede gelişmiş performans gerektiren hesaplama açısından yoğun uygulamalarda geliştiricilere hızlandırılmış yürütme konusunda yardımcı olur.
Microchip'in MCU iş birimlerinden birinin kurumsal başkan yardımcısı Rod Drake, "Akıllı algılama ve kontrol uygulamalarını hedefleyen PIC32A MCU'lar, maliyet etkinliği, performans ve gelişmiş analog çevre birimlerini dengeleyerek mevcut 32 bit portföyümüzü zenginleştiriyor" dedi.
"Yüksek hızlı çevre birimleri ve diğer entegre işlevler, belirli harici bileşenlere olan ihtiyacı azaltarak sistem karmaşıklığını azaltırken yüksek performanslı bir çözüm sunar."
Geliştirme Araçları
PIC32A MCU'lar, MPLAB® XC32 Derleyicisi, MPLAB Harmony gömülü yazılım geliştirme çerçevesi ve dsPIC33A Curiosity Platform Geliştirme Kartı (EV74H48A) ve PIC32AK1216GC41064 Genel Amaçlı DIM (EV25Z08A) tarafından desteklenir. Özellik genişlemesini desteklemek için Curiosity Geliştirme Kartı, Dahili Kendi Kendini Test Eden Xplained Pro (BIST XPRO) uzatma kitlerine, sensörlere ve çeşitli Click kartlarına™ bağlanmak için mikroBUS™ ve Xplained Pro arayüzleri sağlar.
ABB, Susana Gonzalez'i Şubat 2025'ten itibaren B&R (ABB Grubu Üyesi) Makine Otomasyon Divizyonu Satış Direktörü olarak atadı. Endüstriyel otomasyon ve üretim alanında 25 yılı aşkın küresel deneyime sahip olan Gonzalez, B&R'ın küresel satış organizasyonuna liderlik edecek ve Divizyonda Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapacak. Son beş yıldır bu görevi yürüten Luca Galluzzi'den görevi devraldı.
Gonzalez, satış büyümesini artırmak ve müşteri deneyimlerini iyileştirmek için stratejiler geliştirme ve uygulama konusunda kapsamlı küresel uzmanlığa sahiptir. B&R'a EMEA bölgesinin satışlarından sorumlu olarak görev yaptığı Rockwell Automation'dan katılmıştır. Gonzalez'in ABD, Asya, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika'da müşteri desteği, ürün yönetimi ve satış alanlarındaki çeşitli rollerde deneyimi bulunmaktadır.
ABB Makine Otomasyonu Divizyon Başkanı Joerg Theis, “Susana’nın kapsamlı uluslararası deneyimi ve stratejik yaklaşımı, onu bu rol için mükemmel bir uyum haline getiriyor” dedi. "Onun liderliği müşteri odaklılığımızı güçlendirecek ve kalite ve performansa olan bağlılığımızı korurken müşterilerimizin değişen ihtiyaçlarını karşılayan yenilikçi çözümler sunmaya devam etmemizi sağlayacak.”
B&R Makine Otomasyon Divizyonu Satış Direktörü Gonzalez, “Divizyonun tarihindeki bu önemli anda B&R'a katılmaktan heyecan duyuyorum” dedi. “B&R, müşterilerine olağanüstü destek sağlama ve onların değişen ihtiyaçlarına uyum sağlama konusunda güçlü bir geleneğe sahiptir. Müşteri içgörülerinden yararlanarak büyümeyi ve inovasyonu teşvik edecek, satış süreçlerimizi iyileştirecek ve müşteri beklentilerini karşılayan ve aşan çözümler sunmak için Araştırma ve Geliştirme ekibimizle yakın bir şekilde çalışacağız.”
Gonzalez, Asturias İşletme Okulu'ndan İşletme Yönetimi alanında lisans derecesine ve San Francisco Eyalet Üniversitesi'nden MBA derecesine sahiptir.
Leon Teknik’in piyasaya sunduğu CRANE® FK-TrieX™ Full Bore Isolation vanalar yüksek akış debisi ve çift yönlü %100 Sızdırmazlık özelliği ile vana endüstrisinde önemli bir açığı kapatan üstün bir tasarıma sahiptir. Kelebek vanaların Triple Offset sızdırmazlık özelliği ve küresel vanaların tam geçiş özelliği bu tasarım ile tek bir vanada birleştirilmiş, bu sayede özellikle yüksek Cv değerlerine ihtiyaç duyulan kritik uygulamalar için yüksek verimli bir tasarım çözümü olarak kullanıma sunulmuştur.
CRANE® FK-TrieX™ ‘i seçmenin başlıca sebepleri: Çift Yönlü ve %100 sızdırmazlık sağlayan Triple Offset ve Yüksek Cv sağlayan tam geçişli tasarımlara sahiptir. 550°C’ye kadar yüksek sıcaklığa dayanır. %50 Katı madde içeren uygulamalara uygundur. Düşük tork gereksinimi vardır. Kolay otomasyon sağlanır. Değiştirilebilir Stellite yatak ve sızdırmazlık ringi bulunur. ESD uygulamalarına uygundur. ASME B16.10 Normu Vanalar ile birebir değişim imkanı sunar.
Kullanım alanları; LPG, LNG Üniteleri,VCM/VCI Üniteleri, MDI/PMDI Üniteleri, Ethane Cracker Üniteleri, FCC/CCR Üniteleri, Distillation Üniteleri, Hydrocracker Üniteleri, Re-energization Üniteleri
Tasarım Özellikleri:
Malzemeleri : A216 Gr. WCB, A351 Gr. CF8M; LCC, Monel® Duplex, Superduplex, LCB, WC6, CF3M, Inconel®, Hastelloy®, Alloy 20
Çap : 6”-36”
Basınç Sınıfı : ASME Class 150,300,600
Sıcaklık Aralığı : -60°C → 550°C
Uzunluk Normu : ASME B16.10
Kaliteyi ölçmek ve geliştirmek için geliştirdiği üstün teknolojilerle üretim ekosistemini şekillendiren dünya devi Hexagon, tarihin en başarılı Formula 1 takımlarından biri olan Oracle Red Bull Racing ile köklü inovasyon ortaklığını yeniledi. Hexagon’un Manufacturing Intelligence ekibi, 18 yıldır Oracle Red Bull Racing’in güvenilir teknoloji ortağı olarak, takımın en gelişmiş dijital üretim araçlarından yararlanmasını sağlıyor. Yüksek hassasiyetli 3D lazer tarama ve dijitalleştirme çözümleri, her sezon 20.000’den fazla tasarım değişikliğinin hayata geçirilmesine olanak tanıyarak, rekabet avantajı sunuyor. Yenilenen iş birliği Max Verstappen'in 2024'te arka arkaya dördüncü Dünya Sürücüler Şampiyonası unvanını almasını takiben iki şirket arasında ortak inovasyon, iş desteği ve başarı geçmişinin devam etmesine katkı sunacak.
2026 düzenlemelerine hazırlık
Formula 1’de 2026 sezonu itibarıyla tamamen yeni teknik düzenlemeler yürürlüğe girecek. FIA’nın açıklamalarına göre bu değişiklikler, daha çevik, rekabetçi, güvenli ve sürdürülebilir bir motor sporları çağını başlatacak. Hexagon’un gelişmiş dijital üretim teknolojileri, Oracle Red Bull Racing’in yeni kurallara en hızlı şekilde uyum sağlamasına ve tasarım sınırlarını zorlayarak inovasyona öncülük etmesine yardımcı olacak. Hexagon, Red Bull Teknoloji Kampüsü’nden pist kenarına kadar her noktada mühendislik süreçlerine sunduğu katkıyı devam ettirecek. Dijital ölçüm ve kalite kontrol çözümleri, takımın ilk seferde doğru üretim yapmasını, hızlı veri analiziyle tasarımlarını anında optimize etmesini sağlayacak. Bu teknolojiler, pistte ve pist dışında takıma rekabet avantajını korumasına katkıda bulunacak.
Mühendislik alanında güçlü iş birliği
Oracle Red Bull Racing’in yeni nesil 2025 model F1 aracı, 18 Şubat’ta Londra’daki O2 Arena’da düzenlenen F1 75 Live etkinliğinde tanıtılırken, Hexagon bu etkinlikte inovasyon ortağı olarak yer alarak, iki teknoloji devinin mühendislik alanındaki güçlü iş birliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Yenilenen iş birliği üzerine Oracle Red Bull Racing Takım Başkanı ve CEO’su Christian Horner, "Takımın değerli bir parçası olan Hexagon, uzun yıllardır elde ettiğimiz başarılarda her zaman hayati bir rol oynadı. Teknoloji ortaklarımız bizim için çok önemli bir unsurdur ve kimlerle çalıştığımız konusunda son derece seçiciyiz. Hexagon, rekabet gücümüzü önümüzdeki yıllarda da koruyacaktır" dedi. Hexagon Manufacturing Intelligence Başkanı Josh Weiss ise yeni süreç hakkında, "Hexagon olarak, gelişmiş ölçüm teknolojilerimizin pistteki başarılarını sürdürmelerinde önemli bir rol oynadığı Oracle Red Bull Racing ile ortaklığımızı sürdürmekten onur duyuyoruz. Girişimcilik ruhu, inovasyon ve mükemmellik geleneğini paylaşarak, önümüzdeki sezonun zorluklarına göğüs germeye ve 2026'dan itibaren daha yeşil ve daha heyecan verici bir dönemi kucaklamaya hazırız" dedi.
STEM uzmanlarına ilham verecek
Hexagon, Oracle Red Bull Sim Racing iş birliğini genişleterek mühendislik sektörüne odaklanan yeni nesil STEM uzmanlarına ilham verecek ve yarış simülasyonları ile F1 arasındaki boşluğu kapatacak. Ayrıca, F1 Sim Racing Dünya Şampiyonası ve Porsche Esports Supercup gibi e-spor organizasyonlarında takımın araç tasarımlarında yer alarak yarış simülasyonları ile gerçek dünya arasındaki bağlantıyı güçlendirecek. Hexagon logosu, RB21 yarış aracının alt tarafında yer alarak, markanın aracın mühendislik sürecine sağladığı katkıyı vurgulayacak.
Rekabet zirve yapacak
F1’de 10 takımdan 8’inin sürücü değişikliği yaptığı 2025 sezonu, tarihin en çekişmeli mücadelelerine sahne olacak. Yeni sezonda Hexagon’un 3D lazer tarama teknolojisi ve pist kenarındaki teknik desteği, Oracle Red Bull Racing’in aerodinamiğini optimize ederek, her yarışta üstün performans göstermesine yardımcı olacak. Hexagon, son iki yılda arızaları yüzde 50 oranında azaltan Oracle Red Bull Racing’e, ultra hızlı tarama teknolojileri sayesinde elde ettiği ölçümlerle, her bileşenin en yüksek kalite standartlarında üretildiğini garanti ediyor.
Tüketimi izlemek ve elektrik şebekesinin parametrelerini ve kalitesini incelemek için ideal olan Finder 6M serisi, Modbus TCP/IP'den Modbus RTU gateway (RS485 master) ’e ve nominal akımlarına göre farklılaştırılmış üç adet tek fazlı şebeke analizörüne sahiptir. Elektrik kesintileri ve güç dalgalanmaları elektrik panolarının ve makinelerinin düzgün çalışmasını etkileyebilir. Endüstriyel elektrik panolarında, otomasyon panolarında, kontrol ve dağıtım panolarında, takım tezgahlarında veya invertörlerde kullanılmak üzere tasarlanmış olup, fotovoltaik tesislerde ve şarj istasyonlarında da kullanılabilirler.
Entegre web sunucusu
Ürün yelpazesinde entegre web sunuculu (Tip 6M.BU.0.024.2200) Modbus TCP/IP - Modbus RTU gateway (RS485 master) ve AC ve DC'de 1000 V'a kadar TRMS voltaj ve akım ölçümleri için tek fazlı şebeke analizörleri yer almaktadır.
6M serisi birçok uygulamada kullanılabilir: Kontrol panoları ve elektrik panelleri, elektrik enerjisi yönetimi, endüstriyel robotlar, invertörler, şarj istasyonları, fotovoltaik uygulamalar
Bu serinin temel özellikleri: TRMS (gerçek etkin değer ölçümleri) AC ve DC, tam ölçekte %0,5 doğruluk sınıfı, 300 A - 800 V AC ve 400 A - 1000 V DC'ye kadar, kWh cinsinden çift yönlü enerji ölçümü, çalışma frekansı DC veya 1 ila 400 Hz, Modbus RS485 arayüzü.
Çin İthalat ve İhracat Fuarı, "Kanton Fuarı" olarak da bilinir, ölçek açısından dünyanın 1 numaralı fuarıdır. Kanton Fuarı, 15 Nisan - 5 Mayıs 2025 tarihleri arasında Çin'in Guangzhou kentinde düzenlenecek 137. oturumuna ev sahipliği yapacak.
1,55 milyon metrekarelik bir sergi alanına sahip olan 137. Kanton Fuarı, 28.000'den fazla katılımcıyı bir araya getirerek, yarısı hem üretimde hem de kullanımda düşük karbon emisyonuyla karakterize edilen yeşil ürünler olmak üzere bir milyondan fazla yeni ürünü sergiliyor.
137. Kanton Fuarı'nın (15-19 Nisan 2025) Birinci Aşamasında yer alan elektronik ve makineyle ilgili sergi alanlarında 8.000'den fazla stant vardı. Binlerce katılımcı, şu sektörlerde yeni ve yüksek kaliteli ürünler sergileyecek:
Endüstriyel Otomasyon ve Akıllı Üretim, İşleme Makineleri Ekipmanları, Güç Makineleri ve Elektrik Gücü, Genel Makineler ve Mekanik Temel Parçalar, İnşaat Makineleri, Bilgi Ürünleri, Yeni Enerji Araçları ve Akıllı Mobilite, Araçlar ve Yedek Parçalar, Aydınlatma Ekipmanları, Elektronik ve Elektrik Ürünleri, Yeni Enerji Kaynakları, Donanım, Araçlar, vb.
Daha fazla bilgi edinmek ve Canton Fuarı'na kayıt olmak için LÜTFEN BURAYI TIKLAYIN!
Yakın zamanda piyasaya sürülen 2K üç doğrusal ve monokrom modellerin ardından, bu yeni kameralar 3,5 µm x 3,5 µm piksel boyutuna sahip 14,3 mm genişliğinde bir sensörde 4096 piksel (4K) çözünürlüğe sahip. Her iki model de yüksek tarama hızları sunuyor; çift doğrusal modeller 42 kHz'e, monokrom modeller ise 84 kHz'e ulaşıyor.
Olağanüstü mekansal çözünürlük için tasarlanan bu kameralar, pil denetimi, gıda ayırma, lojistik, posta ayırma, geri dönüşüm, atık ayırma ve diğer esnek veya sert denetim uygulamaları gibi hassasiyet ve ince ayrıntı tespiti gerektiren uygulamalar için idealdir.
Ayrıca, yeni 4K Sweep Serisi renkli çizgi tarama kameraları, iki paralel çizgide tam çözünürlüklü yeşil pikseller ve dönüşümlü mavi ve kırmızı pikseller kullanarak olağanüstü hassasiyet sağlayan gelişmiş bir entegre sensöre sahiptir.
Minimal Mekansal Telafisi, sorunsuz entegrasyonu mümkün kılarken, FPGA tabanlı binning teknolojisi, sinyal gücünü yükseltmek için bitişik pikselleri birleştirerek hassasiyeti artırır. Bu özel binning tekniği, görüntü kalitesini iyileştirerek kameraları düşük ışık ortamları ve yüksek hızlı görüntüleme uygulamaları için ideal hale getirir.
Ayrıca, çizgiler arasında boşluk olmayan çift doğrusal bir görüntü sensörüne sahip olan yeni modeller, temel taşı ve mekansal telafi ihtiyacını en aza indirir. Kameralar ayrıca tam
çözünürlüklü renk kanalları sunmak için bitişik pikselleri de enterpole eder.
Sorunsuz entegrasyon için tasarlanan yeni modeller, taramaya devam etme, ImageOutputDelay, tetik kontrollü pozlama süresi, yatay binning, arama tabloları ve daha fazlası dahil olmak üzere önceki 2K modellerimiz tarafından desteklenen tüm temel özellikleri korur. Ayrıca, kameralar hem daha hızlı veri aktarımı için yüksek bant genişliği sunan 5GigE hem de hızlı, gerçek zamanlı işleme için yüksek bant genişliği ve düşük gecikme sağlayan CoaXPress (CXP-6) arayüzleriyle mevcuttur ve bu da onları mevcut kurulumlara entegre etmeyi kolaylaştırır. Kompakt boyutları, 5GigE modellerinin 44 mm x 44 mm x 64 mm ve biraz daha küçük CXP-6 modellerinin 44 mm x 44 mm x 54 mm ölçülerinde olmasıyla entegrasyonu daha da kolaylaştırır.
Kompakt 14,3 mm sensör genişliği nedeniyle kameralar, makine görüşünde en yaygın kullanılan lens türlerinden biri olan C-Mount lensleri destekler. Bu uyumluluk, sistem kurulumu sırasında uyumlulukla ilgili endişeleri ortadan kaldırarak kolay bir lens seçme süreci sağlar. Yeterli çözünürlük gücüne sahip herhangi bir 1” C-Mount lens kullanılabilir ve çeşitli görüntüleme uygulamaları için esneklik sunar.
30 yılı aşan tecrübesiyle başta 9 farklı sektöre küresel standartlarda yeşil üretim felsefesiyle hizmet veren Kutes, küresel çapta lider otomotiv ve sanayi tedarikçisi konumunda yer alan Schaeffler ile demiryolu araçları için rulman yatağı tedariki konusunda stratejik iş ortaklığına imza attı.
Kutes ve Schaeffler demiryolu araçları için rulman yatağı tedariki konusunda uzun vadeli bir iş ortaklığına imza attılar. Bu ortaklık, özellikle Avrupa'da, stabil ve verimli bir tedarik zincirini güvence altına almak adına önemli bir adım olarak görülüyor.
İş birliğine ilişkin açıklamada bulunan Kutes İcra Kurulu Başkanı Ali Esat Kutmangil, “Kutes olarak yeşil döküm felsefesiyle, 9 sektörde döküm, 7 sektörde dökümle birlikte işleme ve 2 sektörde montaj dahil bitmiş ürün sevki yaparak, müşterilerimize “çözüm ortağı” anlayışıyla hizmet sağlıyoruz. Müşterilerimizin teknik şartnameleri, makine parkurumuza ölçüsel olarak uygun olduğu sürece her sektörün döküm, talaşlı imalat ve montaj ihtiyacını karşılayabilecek teknik altyapıyı ve kalite standartlarını içinde bulunduran tesislere sahip bir kuruluşuz. Yeni sektörleri ve müşterileri referanslarımız arasına dahil etmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Bizimle benzer vizyon ve kültüre sahip Schaeffler ile güçlerimizi birleştirmekten de mutluluk duyuyoruz. Bu iş birliğinin de katkısıyla ihracat gelirlerimizi artırarak ülkemize sağladığımız katma değeri daha da artırmayı hedefliyoruz” dedi.
“İş birliğimiz pazardaki lider konumumuzu güçlendirecek”
Bu iş birliğinin istikrarlı bir tedarik zincirini güvence altına almakla beraber Schaeffler’in pazardaki lider konumunu da güçlendireceğini belirten Schaeffler Technologies AG & Co. Demiryolu Sektörü - Kd. Başkan Yardımcısı Dr. Michael Holzapfel, “Kutes, 30 yılı aşkın süredir döküm üretimi alanında deneyime sahip olup, hem uzmanlaşmış bir dökümcü hem de işleme alanında da önemli bir oyuncu. Çevre dostu ve sürdürülebilir döküm üretimi konusunda yoğun yatırımlar yapmakta ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını kademeli olarak artırmaktadır. Kutes ile gerçekleştirdiğimiz bu ortaklık, pazar konumumuzu güçlendirmek ve özellikle Avrupa'ya yakın bir bölgede demiryolu araçlarına özel rulman yatağı için stabil bir tedarik zinciri sağlamak açısından önemli bir adım” diye konuştu.
Alman distribütörü Acceed'in edge AI uygulamaları için başarılı NRU serisi özel bir ekleme aldı. Yüksek sıcaklıklarda çalışma için halihazırda fan içermeyen şasi tasarımı, alışılmadık bir yeniden tasarım sayesinde daha da optimize edildi. Artık tam yüzeyli, düz ısı emici, muhafazanın tüm üst kısmında soğutma verimliliğini en üst düzeye çıkararak kontrol cihazının kapalı muhafazalarda veya hava akışının azaltıldığı dar alanlarda kullanılmasına olanak tanır. Sağlam NRU-154PoE-FT, PoE'li dört GbE arayüzüne (2,5 Gb) sahiptir ve -25 ila +60 °C arasındaki ortam sıcaklıklarında çalışmak üzere tasarlanmıştır.
Yeni NRU-154PoE-FT, Jetson Orin NX ve PoE'li dört 2,5 GbE arayüzüne sahip kompakt, fan içermeyen bir edge AI bilgisayarıdır, örneğin kameraları bağlamak için. Özel, tam yüzeyli, düz ısı emici (düz üst) soğutma verimliliğini en üst düzeye çıkarır ve denetleyiciyi kapalı muhafazalara, kanallara ve hava sirkülasyonu olmayan dar kurulum yerlerine kurulum için donatır. Bu, metal işleme, gıda endüstrisi, yapay zeka destekli tarım veya cihazların özellikle tozdan, metal parçacıklarından veya nemden korunması gereken araçlar gibi alanlardaki uygulamaları destekler.
Kompakt, tamamen metal bir muhafazadaki denetleyici, Nvidia'nın enerji tasarruflu Jetson Orin NX'ini kullanır ve 25 W güç tüketimiyle 100 TOPS'a kadar bir çıkarım performansı sunar. Yenilikçi ısı emici tasarımı olası uygulama senaryolarını genişletir. Her zamanki soğutma kanatçıkları, doğrudan muhafazaya monte edilmiş büyük bir ısı emici ile değiştirilmiştir. Düz ısı emicinin büyük ısı ileten yüzeyi, cihazın içinde üretilen ısıyı dış yüzeye verimli bir şekilde dağıtır ve bu da -25 ila +60 °C'lik geniş sıcaklık aralığında fansız çalışmayı mümkün kılar.
Donanıma ek olarak, Nvidia sistemi çok çeşitli yapay zeka araçları ve modern derin öğrenme çerçeveleriyle birlikte gelir. Yeni NRU-154PoE-FT, özellikle sıkışık ve havalandırması zayıf kurulum durumlarında ve yüksek ortam sıcaklıklarında uç AI'nın mevcut performans gereksinimlerine cevaptır.
Bağımsız bir distribütör olarak Acceed, daha büyük miktarlarda ve bireysel yapılandırmalarla bile özelleştirilmiş uygulamalar için farklı özelliklere sahip çeşitli güçlü endüstriyel AI kontrolörleri sunar.
Emikon Otomasyon'un temsilciliğini yaptığı PCAN-MiniDiag FD, CAN ve CAN FD hatlarının temel diagnostiğini ve kontrolünü yapmak için kompakt, düşük maliyetli bir el cihazıdır. Servis teknisyenleri ve geliştiriciler, yapılandırması bilinmeyen araçlar, makineler veya endüstriyel ekipmanların ağlarına kolayca erişebilirler. CAN için nominal bit hızı ve ayrıca CAN FD için veri bit hızı, bit zamanlama ölçümü kullanılarak belirlenir. Ayrıca cihaz, CAN konektöründeki sonlandırma, veriyolu yükü ve voltaj seviyeleri için ölçüm fonksiyonlarına sahiptir.
PCAN-MiniDiag FD, membran klavyesi ve kasası sayesinde ek bir korumaya sahiptir. Güç, üç adet değiştirilebilir batarya ile sağlanır.
Not: CAN FD standardı, öncelikli olarak veri transferi için daha yüksek bant genişliği ile karakterize edilmiştir. CAN FD, frame başına 64 byte’a kadar veri iletilebilir ve bit hızları 10 Mbit/s'ye kadar çıkabilir. CAN FD, CAN 2.0 A/B standardı ile geriye dönük olarak uyumludur, bu nedenle CAN FD düğümleri mevcut CAN ağlarında kullanılabilir. Ancak bu durumda, CAN FD uzantıları geçerli olmamaktadır.