Verimlilik artırıcı projelerle firmaların sürdürülebilir büyümelerine katkı sağlayan Proven, üretim süreçlerindeki verimlilik kayıplarını tespit ediyor, projelendiriyor ve saha uygulamaları ile ortadan kaldırıyor.
Firmaların sürdürülebilir büyümelerine katkı sağlamak amacıyla hizmet veren Proven, 2023 – 25 hedefleri doğrultusunda yurt dışı projelerine ağırlık vermeyi planlıyor.
Proven Yönetici Ortağı M. Emre Çaptuğ; “Biz yine verimlilik artırıcı projeler ile firmaların sürdürülebilir büyümelerine katkıda bulunmaya devam edeceğiz. Bu arada yurt dışı projelere de ağırlık vermek için planlarımızı yapıyoruz. İlk adımı da yurt dışında da yatırımları bulunan Türk firmaları ile atmayı planlıyoruz” dedi.
M. Emre Çaptuğ, Proven firması olarak klasik danışmanlık yaklaşımından uzak bir politikayla çalışmalarını sürdürdüğünü belirleterek; “Anında uygulama yaparak hızlı ve kalıcı sonuç elde edilen çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmalar firmaların doğrudan bilançolarına yansıyan finansal kazançlar sağlamasına yardımcı oluyor.” dedi.
Bütünsel Yaklaşım ile Çalışmalar
Bütünsel yaklaşım ile ilk olarak ekipman ve süreçlerin rehabilitasyonunu yaptıklarını belirten Çaptuğ; “Örneğin, sürekli takılan ya da arıza nedeni ile duran ekipmanlar veya hatların teknik problemlerine hem işletmelerin hem de Proven’in teknik ekipleri ile çözümler üreterek iyileştirmeler sağlıyoruz. Bu bize standartlaştırabilecek teknik altyapıyı sağlamış oluyor. Bu aşamada aynı kaynakları kullanarak üretim artışı sağladığından hem verimlilik hem de karlılık artmış oluyor.” dedi.
İkinci Aşama: Standartlaşma ile Sürdürülebilirlik
Daha sonra standartlaşma aşaması ile sürdürülebilirlik fazına geçiş yaptıklarını belirten Çaptuğ; “Bu aşamada firmalarda standart iş yapma yöntemleri uygulanıyor. Kaizen uygulamaları bu aşamada başlamış oluyor. Türkiye’de firmalar ilk aşamadaki eksikliklerini gidermeden standartlaşma çalışmaları ve eğitimlere başladıkları için bu gibi projelerde ya başarısız oluyor ya da kalıcılık sağlanamıyor.” dedi.
Üçüncü aşamada ise çalışanların gelişimi üzerinde durduklarını ve çalışanların günlük iş yapma biçimlerini, sahada ve kendi çalışma alanlarında gözlemlediklerini anlatan Emre Çaptuğ; “Bu çalışmalarda kişisel yaklaşımların yanı sıra kültürel yapı da ortaya çıkıyor. Daha sonra tespit edilen eksiklere göre bir gelişim programı hazırlayarak sahada uyguluyoruz. Eğitimler ve saha koçlukları bu aşamaların temelini oluşturuyor. Son aşamada ise Teknolojik Entegrasyon devreye giriyor.” dedi.