Türkiye’nin yerli ve milli otomobili TOGG’a da simülasyon geliştiren SANLAB, Türk savunma sanayisinin lider kuruluşu ASELSAN desteği ile yurt dışından alımı yapılan ve ihracat lisansına tabi 6 Eksenli Hareket Platformu’nu millileştirdi. Türkiye’de bir ilk olan gerçek zamanlı test sistemleri teknolojisi, Türkiye savunma sanayisinde sürdürülebilirliğin ve yeni teknolojilerin önünü açacak.
Türkiye’nin öncü simülatör üreticileri arasında yer alan SANLAB, Türkiye savunma sanayisinde bir ilke imza atarak, ASELSAN desteğiyle 6 Eksenli Hareket Platformu’nu millileştirmeyi başardı. Çalışmalarına 2017 yılında başlanan; hava, deniz ya da kara araçlarında yaşanan titreşim ve ivmelerin yüksek hassasiyet ve gerçeklikte simüle edilmesini sağlayan gerçek zamanlı test sistemleri teknolojisi, havacılık, otomotiv ve savunma sanayi gibi birçok farklı alanda kullanılabilecek. Askeri test alanlarında yüksek dayanımıyla prototip maliyetlerini de büyük ölçüde düşürecek teknoloji, Ar-Ge sürelerinin kısaltılmasında etkin bir rol alacak.
Savunma sanayisinde Türkiye’nin elini güçlendirecek
SANLAB’ın yaklaşık 40 kişilik Ar-Ge ve yazılım ekibiyle ASELSAN’ın ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda millileştirilen teknoloji, Türkiye’nin savunma sanayisinde dışa bağımlılığını azaltarak, savunma sanayisinin ihracat gelirlerini de artıracak. Savunma sanayisinin yanı sıra otomotiv ve havacılık alanında da yeni teknoloji ve ürünlerin gelişimini tetikleyecek olan gerçek zamanlı test sistemleri, savunma sanayisinde Türkiye’nin elini daha da güçlendirecek.
15 milyon TL’lik AR-GE yatırım ile geliştirildi
ASELSAN’ın Konya ve Ankara illerindeki tesislerde gerçek zamanlı test platformu olarak ilk kez yerli bir şirketle çalıştığını belirten SANLAB Kurucu Ortağı Salih Kükrek, “Proje geliştirme süresince, son derece yoğun geçen görüşmeler ve deneme testleri yaptık. Testler sonrası ihtiyaçlarını büyük ölçüde karşılamayı başardık ve bu teknolojide birlikte ilerleme kararı aldık. ASELSAN, büyük bir sinerji ve enerjiyle her zaman yanımızda oldu, bize inandı ve destekledi. 15 milyon TL’lik AR-GE yatırımla hayat bulan projemiz, prototip zamanlarını, maliyetlerini ve sürelerini son derece azaltacak ve savunma sanayisinin gelişimine hız kazandıracak. Yurt dışından ihracat iznine tabi yabancı menşeili teknolojilerin yerine yüzde yüz yerli ve milli kaynaklarla geliştirdiğimiz kendi simülasyon teknolojimiz kullanılacak. Böylece ülkemizin savunma sanayisinin ithalat giderleri azalırken aynı anda ihracatımıza da katkı sağlayacağız. Bu açıdan da milli duygularımız ve geleceğe katacakları bakımından, bizi son derece gururlandıran bir teknoloji oldu.” şeklinde konuştu.
“Etki alanımızı dünyaya yayacağız”
SANLAB olarak daha önce Türkiye’nin yerli ve milli otomobil markası TOGG’a ‘döngüde sürücü’ ve ‘döngüde yazılım ve donanım’ simülasyon altyapısı ile hareketli simülasyon ürettiklerini aktaran Kükrek, “Simülasyon sektöründe; iş makineleri simülasyonu, kaynak simülasyonu ve montaj simülasyonu gibi birçok ilke imza attık. Geliştirdiğimiz teknolojilerimizle ülkemizde birçok sektörün gelişimine katkı sağladık. 6 Eksenli Hareket Platformumuz ile etki alanımızı daha fazla alana hatta dünyaya yayacağız. Projenin satışıyla ilgili müttefik ülkelerle görüşmelerimiz devam ediyor. Teknolojimiz ile sadece savunma değil müttefik ülkelerin otomotiv ve havacılık gibi alanlarda da gelişimine katkı sağlayacağız. Bu anlamda kamu otoriteleri bizi destekliyor. Türkiye savunma sanayisini ve teknolojisini, teknolojimizin yaratacağı etkiyle dünyada çok daha ön plana çıkaracağız.” dedi.
Milli ve yerli tedarikçileri ASELSAN’ın asli unsurlarından olarak gördüklerini söyleyen ASELSAN Tedarik Zinciri Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Nuh Yılmaz, şu değerlendirmede bulundu:
“Ülkemizin savunma sanayinde tam bağımsızlığını sağlamak ve herhangi bir üretim darboğazı veya ambargo durumunda güvenlik güçlerimize desteğimizi hız kesmeden devam ettirebilmek için tüm kritik bileşenleri yerli firmalarımız eliyle millileştirmeyi zorunlu olarak görüyoruz.
ASELSAN’la çalışmaya başlayan firmalar iş yapma usullerinden teknoloji süreçlerine kadar pek çok alanda bizimle birlikte gelişip büyüyor. Bizimle yürüyen şirketlerimizin olgunlaşıp bilinen markalar haline gelmesini memnuniyetle karşılıyor ve destekliyoruz. Bu vesile ile belli bir yetkinlik seviyesine gelmiş ve savunma sanayii için çalışmak isteyen tüm firmalarımızı millileştirme çalışmalarımızın bir parçası olmasını bekliyoruz.”