Frankfurt Havaalanı yük ve yolcu trafiği hacminde büyük bir artış bekliyor. Yeni yapılan kuzey batı pisti kısa süre önce faaliyete girdi, yeni bir terminal planlama aşamasında, 2012 güzünde ise yeni bir A-Plus körük açılacak; böylece aynı anda işlem görebilecek A380 megaliner sayısı artacaktır. Yoğun hava trafiği ve sıkı güvenlik önlemlerinin söz konusu olduğu koşullarda bile bagaj yükleme süresini 45 dakikanın altında tutmak için daha etkili ve son derece güvenilir bir yükleme-boşaltma teknolojisi gerekiyor. BEUMER Group tarafından sağlanan yeni iskeledeki kapsamlı bagaj yükleme-boşaltma sisteminin yürütücüsü ise NORD DRIVESYSTEMS tarafından sağlanan motorlu redüktörler. A380'ler diğer hava taşıtlarına kıyasla daha fazla koltuk sayısı ve kargo alanı sunmakta olup uzun mesafe uçuşlarına son derece uygundurlar. Bu nedenle gerekli altyapıya sahip havaalanları, bu durumdan net bir avantaj sağlayacaktır.
Ek Terminal İçin Hızlı Bagaj Çevrimi
Frankfurt Havaalanı hali hazırda maksimum on adet geniş gövdeli hava taşıtına eş zamanlı hizmet vermektedir. Yeni A-Plus körük ile bu sayı on yediye çıkacak ve aynı zamanda daha küçük ölçekli birkaç hava taşıtının da işlem görmesi için yer açılacaktır. Hali hazırda yeni bir bagaj konveyör sistemi yapılmaktadır. Bu sistemin uzunluğu yedi kilometreden fazla olup sistem 2012 yılında mevcut sisteme bağlanacaktır. Konveyör taşıma sistemi hem %100 kullanılabilir durumda olmalı hem de bagajları 45 dakikadan az süre içinde doğru noktaya güvenilir bir şekilde ulaştırmalıdır. Yeni sistem için yaklaşık 2000 konveyör elemanı ile 100'ü aşkın eklemden oluşan bu büyük sisteme 1700'den fazla motorlu redüktör eklemiştir. Yeni tasarım ve imalat sayesinde pek çok noktada daha küçük tahrikler kullanılabilmekte ve kurulum ve işletme maliyetleri düşmektedir. Aynı zamanda, lojistik sistemini iyileştirmek ve yedek parça envanterini azaltmak amacıyla tahrik boyutları mümkün olduğunca birbiri ile uyumlu hale getirilmiş ve kullanımda olan model sayısı da azaltılmıştır. Böylece maliyet etkinliğinde iyileşme sağlanmıştır. Bakım ve tamir işlemlerinde de kolaylık sağlanmıştır: Birbirinin yerine kullanılabilen tahrik üniteleri yalnızca birkaç vida ve tek bir elektrik konektörü ile birbirine eklenmekte ve çok kısa bir zaman dilimi içinde parça değişimi yapılabilmektedir. "NORD bu proje için satış, mühendislik ve lojistik personelinden oluşan bir ekip oluşturdu. Bu ekibe her an ulaşabiliyor ve kendilerinden endişelerimize hızlı bir yanıt alabiliyorduk," diyor BEUMER Proje Müdürü Klaus Ruhe. "Havaalanının lojistik gerekliliklerine tam olarak gerektiği gibi ve esnek bir şekilde cevap verildi."
Etkin tasarımlı tahrik motorları
Motorların güç performansı 0,55kW ila 3 kW arasında değişmektedir. 0,75 kW ve üzeri güç seviyesinde olan bütün motorlar IE2 model olup konveyör uygulamalarında daha yüksek verimlilik sağlamakta ve daha önce sıklıkla kullanılan EFF2 enerji verimliliği sınıfı (halihazırda IE1 sınıfı) tahriklerinden daha az enerji harcamaktadır. Ekodizayn Direktifi doğrultusunda, statörde daha az kayıp sağlayan son derece yüksek kaliteli sac levhası ve daha aktif malzeme kullanılmaktadır. Ayrıca statör yuvalarındaki bakır dolgunun miktarı arttırılmış ve sarım şeması optimize edilmiştir. Yapımdaki bu değişiklikler dolayısıyla IE2 motorları daha geniş bir çalışma aralığı sunmakta ve bu aralık tahrik yapılandırmasında göz önünde bulundurulmaktadır. Daha büyük enerji rezervleri sayesinde, bazı durumlarda öncekilerden daha küçük gövdeli motorların monte edilmesi mümkündür. Motor gövdesine bağlı olarak, bazı modeller nominal güç kapasitesinin %150'sini kullanarak çalışabilirken aynı zamanda yüksek verimliliği muhafaza edebilirler. IE2 tipi motorlar kendilerinden önceki nesle kıyasla daha yüksek kalkış ve devrilme torku sunmakta ve böylece çevreye daha az ısı vermektedir. Tesiste hız ayarı için kullanılan redüktör üniteleri büyük ölçüde SK9012.1 model helisel konik redüktör olup bunlar bir dizi SK372.1 model helisel dişli redüktörle desteklenmektedir. Tahrik ünitelerinin yaklaşık yarısı frenle donatılmıştır. Redüktör gövde imalatında firma tarafından ortaya atılan UNICASE prensibi uygulanmaktadır. Hiçbir kaynak yeri, vida donanımı ve sızdırmazlık uygulaması yapılmış yüzey içermeyen tek parça halindeki gövde, entegre mil yataklarıyla maksimum burulma mukavemetine sahiptir ve yüksek bir radyal ve eksenel yük kapasitesi sağlamaktadır. Hassasiyeti arttırmak, aşınma ve yıpranmadan kaçınmak amacıyla bütün yataklar tek bir adımla işlenmektedir. Dolayısıyla hem redüktör ünitelerinin kullanım ömrü geleneksel yöntemle imal edilen modellere nazaran uzamakta hem de daha optimum bir çalışma sebebiyle daha az ses çıkarmaktadır.