ABB'nin Görsel SLAM ve AMR Studio’ya sahip Otonom Mobil Robotu (AMR) Flexley Tug T702, İleri Seviye Üretim Ödülleri'nde "Akıllı Fabrika: En İyi Bağlantılı Üretim Hattı" kategorisini kazandı. İleri Seviye Üretim Madrid 2024 fuarının bir parçası olan ödüller, şirketlerin değer zincirlerini daha verimli, sürdürülebilir ve bağlantılı hale getirmelerine yardımcı olan yenilikleri ödüle layık görüyor.
AMR’ler Genel Müdürü Alfonso González “Görsel SLAM ve AMR Studio ile Flexley Tug T702, müşterilerimize operasyonlarına esneklik ve verimlilik katmak için yeni yollar sunmak üzere yapay zekayı, mobil robotları ve sezgisel programlama yazılımımızı bir araya getiriyor. Birlikte, şirketlerin intralojistik ve lojistik görevlerinin tamamen otonom otomasyonundan faydalanmalarını sağlayarak, devreye alma süresini %20'ye kadar azaltmalarını ve zorlu ortamlarda operasyonlar için gereken güvenliğe erişebilmelerini sağlıyorlar” dedi.
ABB'nin AMR Studio yazılımı, tek bir sistem üzerinden birden fazla AMR'yi kontrol ederek AMR filo yönetiminde devrim yaratıcı bir etki sağlıyor. Kullanıcılar AMR'leri gerçek zamanlı olarak izleyebiliyor ve böylece sorunsuz ve verimli iş akışları sağlayabiliyor. Yazılımın en büyük avantajlarından biri de kolay olması. Kullanıcı dostu olacak şekilde tasarlanan bu yazılım, önceden programlama bilgisi gerektirmiyor ve ilk kez kullananlar da dahil olmak üzere daha geniş bir çalışan yelpazesi için erişilebilir olma özelliği taşıyor.
Yapay zeka ve 3D görüşle desteklenen Görsel SLAM navigasyon teknolojisi, AMR'lerin özerkliğini önemli ölçüde artırıyor. Bu gelişmiş teknoloji, robotların yer referanslarına ihtiyaç duymadan çevrelerinde gezinmelerine ve haritalamalarına olanak tanıyor. Bu özellikte daha hızlı, daha esnek ve daha dayanıklı üretim süreçleriyle sonuçlanıyor. Tesis çalışanları daha üst düzey görevlere odaklanabilirken, AMR'ler tekrarlayan ve emek yoğun görevleri üstlenerek genel üretkenliği ve verimliliği artırıyor.
ABB AMRs Yazılım Portföyü Yöneticisi Luisa Llompart, ödülü ABB adına kabul etti ve şirketin birçok ekibinin robotikte inovasyonu ve erişilebilirliği teşvik etmeye devam etmek için gösterdiği çabayı vurguladı.
Alfonso González, "Bu ödülü kazanmak, ABB'nin geleceğin fabrikalarını ortaya çıkarma konusundaki devam eden kararlılığını vurguluyor. Otonom robotlarımız, operatör güvenliğini en üst düzeye çıkarırken ve şirketlerin çalışanlarının verimliliğini artırmasını sağlarken yeni bağlantı, esneklik ve verimlilik seviyeleri sunabilir" dedi.
• ABB, dinamik ortamlarda verimli şekilde gezinmek için Visual SLAM ve AMR Studio® AI ve 3D Vision'a sahip ilk AMR için ödül kazandı.
• Sezgisel AMR Studio yazılımı programlama bilgisi gerektirmez ve daha fazla kullanıcıya erişim sağlar.
2024 yılı, SMS Tork olarak inovasyon, üretim kapasitemizin artırılması ve küresel pazarlardaki varlığımızın güçlendirilmesi adına önemli adımlar attığımız bir yıl oldu. Yıl boyunca hem yerel hem de uluslararası pazarlarda gösterdiğimiz performansla, müşteri odaklı stratejilerimiz ve geniş ürün portföyümüzle sektördeki konumumuzu daha da pekiştirdik.
İnovasyon ve Yeni Ürün Geliştirme
Ürün portföyümüzü genişleterek, emniyet ventilleri, kriyojenik glob vanalar ve akış şalterleri gibi çözümleri ürün grubumuza kattık. Ayrıca, Multiturn aktüatörlerimizin başarılı lansmanını gerçekleştirdik ve bu ürünümüz If Design ve Good Design uluslararası tasarım ödülleri kazandı. İnovasyona olan bu bağlılığımız, sadece rekabet avantajımızı artırmakla kalmadı, aynı zamanda marka itibarı ve güvenilirliğimizi pekiştirdi.
Üretim Kapasitesi ve Verimlilik Artışı
2024 yılında üretim tesisimizin kapasitesini artırmak adına gerekli adımlar attık. Hücresel üretim, yalın üretim teknolojileri ve dijitalleşme planlarımız sayesinde üretim süreçlerimizi optimize ederek, hız ve maliyet avantajı konusunda önemli iyileştirmeler yapıldı.
Katıldığımız Fuarlar ve Aldığımız Ödüller
2024 yılı boyunca, uluslararası arenada marka bilinirliğimizi artırmak ve sektöre ürünlerimizi tanıtmak amacıyla birçok prestijli fuara katıldık. Nisan ayında Hannover Messe fuarı ile başladığımız bu fuar maratonunda 3-5 Aralık tarihindeki Valve World fuarı ile toplamda 6 farklı ülkede 12 fuara katıldık. Özellikle 5-8 Haziran tarihlerinde İstanbul'da düzenlenen WIN Eurasia Fuarı'nda, 25 yıldır katılım gösteren firmalardan biri olarak özel bir plaketle onurlandırıldık.
Ayrıca, 13-17 Mayıs tarihleri arasında 3 farklı ülkede yer alan IFAT Munih, IVS, Chemuk fuarlarıyla global arenadaki varlığımızı güçlendirdik ve yeni iş birlikleri için önemli adımlar attık.
İnovaLİG Ödülü
2024 yılında, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen İnovaLİG programında "İnovasyon Döngüsü" kategorisinde birincilik ödülüne layık görüldük. Bu prestijli ödül, inovasyon süreçlerimizdeki başarımızın ve sektördeki öncü konumumuzun bir göstergesi oldu. Ayrıca, 2023 yılında da "İnovasyon Organizasyonu ve Kültürü KOBİ" kategorisinde ikincilik ödülü alarak, inovasyon kültürümüzü ve organizasyon yapımızın sürekliliğini göstermiş olduk.
Gelecek Yıl Hedeflerimiz
2025 yılı için öncelikli hedeflerimiz arasında ürün çeşitliliğimizi artırmak, dijitalleşme ve yeşil enerji uygulamalarına odaklanarak sürdürülebilirlik alanında ilerleme kaydetmek yer alıyor. Elektrikli aktüatörler ve sürekli olarak mevcut ürünlerimizin geliştirme çalışmalarımıza hız kazandırarak endüstriyel tesislerde verimliliği artıracak çözümler sunmayı hedefliyoruz. Ayrıca, Türk pazarındaki güçlü konumumuzu koruyarak Avrupa ve Orta Doğu gibi pazarlarda etkinliğimizi artırmayı amaçlıyoruz.
Sürdürülebilirlik Çalışmaları ve Sosyal Sorumluluk
Çevresel sorumluluğumuz doğrultusunda, üretim süreçlerimizde enerji verimliliğini artırmak ve karbon ayak izimizi azaltmak amacıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapıyoruz. 2025 yılında enerji tüketimimizin tamamını güneş enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklardan sağlamayı hedefliyoruz. Bu adımlar, çevresel etkilerimizi en aza indirirken, müşterilerimize de çevre dostu ürün ve çözümler sunmamıza olanak tanıyacaktır.
Tüm sektörlerde faaliyet gösteren sanayi kuruluşlarına kaynak teknolojileri tedariki sağlayan Vega Makina WeldBOX-M Robotik Ark Kaynak Sistemleri ve WeldBOX-L Robotik Lazer Kaynak Sistemleri ile işletmeleri verimlilikle buluşturuyor. Robotik altyapısıyla yüksek esnekliğe sahip WeldBOX-M ve WeldBOX-L, çalışan güvenliğini artırmanın yanı sıra iş süreçlerindeki hataları da en aza indiriyor.
Ürün gamında yer alan kaynak ve kesme makineleri, lazer kaynak makineleri, kaynak jeneratörleri, kaynak telleri, sert lehim telleri ve kaynak sarf malzemeleriyle hizmet veren Vega Makina, sanayiciyi en güncel teknolojilerle buluşturuyor. Robotik özelliğe sahip ark kaynak ve lazer kaynak sistemleri ile kalite standartlarını yukarı taşıyan firma, dar alandaki iş süreçlerini pratik hale getiriyor.
Üretimde kalite ve tutarlılığın parolası WeldBOX-M
iş gücü maliyetlerini azaltarak daha kaliteli ve verimli bir üretim sağlamak, Kaynak hatalarını minimize etmek, üretim hızını arttırmak ve işletme maliyetlerini düşürerek rekabetçi avantaj elde etmesine yardımcı olmak amacıyla tasarlanan WeldBOX-M Robotik Ark Kaynak Sistemleri, dar alanlarda esnek hareket kabiliyeti gibi avantajlar da sunuyor. Çalışanların üzerinden yapması gereken tekrarlayan iş yükünü alarak iş gücünün daha yaratıcı ve stratejik görevlere yönlendirilmesine olanak tanıyan WeldBOX-M, üretim süreçlerinde hata payını en aza indirerek yüksek kaliteli ve hatasız ürünlerin üretilmesine yardımcı oluyor. Farklı kaynak tekniklerine ve malzemelere uyum sağlama kabiliyetine sahip sistemin programlanabilir yapısı yeni iş parçaları için hızla yapılandırılabilirken daha hassas kaynak işlemleri sayesinde de malzeme israfını minimize ediyor.
WeldBOX-L ile kaliteden ödün vermeden rekabette ileri
Lazer kaynağının avantajlarını robot teknolojisinin hassasiyeti ve otomasyonu ile birleştiren WeldBOX-L Robotik Lazer Kaynak Sistemleri, kaliteden ödün vermeden işin tamamlanma süresini azaltıyor. Kaynak işlemini otomatikleştirerek iş gücünü optimize eden ve kalite standartlarını artıran WeldBOX-L, otomasyon ve hızlı kaynak yetenekleri sayesinde daha verimli bir üretimi mümkün kılıyor. Kaynak hatalarını minimize ederek üretim hızını artıran ve bu sayede işletme maliyetlerini düşüren sistem, zaman ve maliyet tasarrufu ile rekabetçi avantaj sağlıyor.
Üretimin her adımının takibi yazılımla yapılıyor
Kaynak işlemini otomatikleştirerek iş gücünü optimize eden ve kalite standartlarını artıran WeldBOX-M ve WeldBOX-L, yüksek hassasiyetle kaynak yapılabiliyor. Otomasyon ve hızlı kaynak yetenekleri sayesinde daha verimli bir üretim sağladığı için de sanayiciye zaman ve maliyet tasarrufu imkanı tanıyor. Sistem üretim takibini; operasyonunu izleme ve verileri kaydetme, hataları tespit etme ve iyileştirme fırsatları veren ‘kaynak izleme’, üretim sürecini optimize eden ‘kalite kontrol’ ve işletmeye genel bir bakış sunan ‘veri analizi ve raporlama’ ile kusursuz hale getiriyor. Sistem sayesinde üretimin ilk adımından imal edilen ürünün niteliğinin belirlendiği son adıma dek
3 Aralık 2024 tarihinde WEG, bünyesine kattığı Türkiye'nin köklü şirketlerinden biri olan Volt Elektrik Motorları (Volt WEG Group) ile gerçekleştirdiği birleşmeyi bir Bütünleşme Etkinliği ile kutladı. “Birlikte Daha İyiye” temasıyla düzenlenen etkinlikte, çalışanlar ve şirket liderleri bir araya geldi. Bu organizasyon, yalnızca iki şirketin birleşmesini değil, aynı zamanda global sanayi dünyasında geleceğe yönelik güçlü bir ortaklığı simgeliyor.
Birleşmenin Ardındaki Yolculuk
Volt Elektrik Motorları'nın devralınması süreci, 12 Eylül 2024’te Saya Holding ile WEG arasında imzalanan anlaşmayla resmen duyurulmuştu. Bu anlaşmanın ardından, 2 Aralık 2024 itibarıyla Volt’un yönetimi tamamen WEG Grubu’nun kontrolüne geçti. 1987 yılında kurulan ve yılda 1 milyon motor üretim kapasitesine sahip olan Volt, Türkiye pazarında önemli bir konuma sahip ve WEG’ katılmasıyla birlikte WEG’in dünyadaki üretim sayısı 64’e çıktı.
Bu birleşme, yalnızca iki markayı bir araya getirmekle kalmayıp, WEG Grubu’nun bölgedeki sanayi varlığını çeşitlendirme ve güçlendirme stratejileriyle tam uyum sağlıyor. Şirket ayrıca Avrupa, Orta Doğu ve Orta Asya gibi stratejik bölgelere yaptığı ihracatla dikkat çekiyor.
WEG Motors Genel Müdürü Rodrigo Fumo'dan Mesaj
"WEG olarak, tek bir şirket ruhuyla ilerlemek için çabalarımızı Volt WEG Group’un nitelikli çalışanlarıyla birlikte inşa edeceğiz. Uluslararası operasyonlarımızda teknik uzmanlık ve disiplin arayışımızı sürdürecek, yerel müşteri odaklılığımızı hep birlikte daha da güçlendireceğiz. Yerel liderliği teşvik edecek ve uzun vadeli yatırımlara olan bağlılığımızı devam ettireceğiz. Çünkü biliyoruz ki şirketleri birleştiren yapılar değil, insanlardır. Birlikte büyük bir başarı hikâyesi yazacağız."
WEG Group Türkiye Genel Müdürü Marco Antonio Campos’tan Mesaj
WEG Group Türkiye Genel Müdürü Marco Antonio Sarquis De Campos, Volt’un İzmir’deki stratejik konumuna dikkat çekerek şunları söyledi: “İzmir, Türkiye’nin en büyük sanayi ve lojistik merkezlerinden biri olmasının yanı sıra, iki büyük limana ev sahipliği yapıyor. Bu da WEG’in Doğu Avrupa, Orta Doğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika gibi önemli pazarlara erişimini hem kara hem deniz yoluyla daha hızlı ve verimli hale getiriyor. Bu birleşme, WEG'in global büyüme stratejisi için önemli bir kilometre taşıdır. WEG olarak bünyemize kattığımız Volt Elektrik Motorları ile Türkiye’deki ailemiz 800’e yükseliyor. Elektrik motorları alanındaki üretim gücümüzü ve hizmet kalitemizi Volt WEG Group ailesinin değerli insan kaynağı ile birlikte inşa edeceğiz.
“Verimlilik ve Sürdürülebilirlik Yolunda Birlikte İlerliyoruz”
Volt Fabrikası’nda 3 Aralık’ta düzenlenen etkinlikte tüm çalışanlara seslenen Campos, bu birleşmenin yalnızca ticari bir anlaşma olmadığını, aynı zamanda insan merkezli bir iş birliği sürecini de temsil ettiğini vurguladı. Campos konuşmasında, Volt WEG Group’un deneyimli kadrosunun WEG’in global vizyonuna büyük katkı sağlayacağını belirterek, şu mesajı verdi:
“WEG olarak Volt WEG Group’un deneyimli çalışanlarıyla birlikte, inovatif ürünler geliştirerek verimlilik ve sürdürülebilirlik yolunda sektöre yön vermeye devam edeceğiz. Bu yeni dönemde, sanayiye hem teknolojik hem de çevresel açıdan değer katmayı hedefliyoruz.”
Geleceğe Yatırım
Volt Elektrik Motorları’nın WEG bünyesine katılması, yalnızca sanayi motorları alanındaki ürün yelpazesini genişletmekle kalmayıp, WEG’in bölgede daha güçlü bir oyuncu olmasına olanak tanıyacak. Volt’un mevcut kapasitesinin geliştirilmesi ve çalışanların WEG çatısı altında profesyonel anlamda güçlendirilmesi, her iki taraf için de kazançlı bir gelecek sunuyor.
Bu birleşmenin etkileri, Türkiye’den Avrupa ve Orta Doğu’ya uzanan geniş bir coğrafyada hissedilecek. WEG ve Volt, global sanayi dünyasında güçlü bir sinerji yaratmayı hedefliyor.
Emikon Otomasyon’un temsilciliğini yaptığı Ixxat Safe T100 çözümü, Ortak Endüstriyel Protokol (CIP) Güvenlik protokolünü kullanarak, safe I/O sinyallerini endüstriyel cihazlara uygulamanın kolay bir yolunu sunmaktadır. Modül, IEC 61508 tarafından tanımlanan SIL3 güvenlik gereksinimi düzeyini ve ISO 13849-1'deki Performance Level PLe / Kategori 4'ü karşılamaktadır.
Safe T100 cihazları öncelikle Anybus CompactCom ile kullanılmak üzere tasarlanmıştır; burada güvenli haberleşme Anybus CompactCom aracılığıyla Black Channel ilkesini kullanır. PROFIsafe için CompactCom, PROFINET IO cihazının görevlerini yerine getirirken Safe T100, PROFIsafe katmanını ve üç çift kanallı girişin yanı sıra bir çift kanallı çıkışın güvenli kontrolünü içerir.
Modülün son derece kompakt boyutu ve Flexible Safe I/O yönlendirmesi, onu, talebe özel cihaz çözümlerine entegrasyon için mükemmel kılar.
Functional Safety over EtherCAT (FSoE), PROFIsafe ve Common Industrial Protocol (CIP) Safety olmak üzere 3 farklı tipi vardır.
ÖZELLİKLER VE AVANTAJLARI
• Tek kartta SIL-3/Performance Level e (PLe) elde edilmesi için gerekli tüm işlevler
• Tek ve çift kanallı kullanım için konfigüre edilebilir I/O'lar
• Nihai cihazın kolayca yeniden sertifikalandırılması için önceden sertifikalı(pre-certified) konsept ve donanım
• TÜV tip onayı da dahil olmak üzere tam dokümantasyon setinin sağlanması
• Safe olmayan fieldbus haberleşmesi için Anybus CompactCom modülüne doğrudan bağlantı -aynı kablo üzerinde safe ve non-safe haberleşme
TEKNİK ÖZELLİKLER
Dijital girişler: 3 x çift kanal, filtre ve izleme işlevleriyle yapılandırılabilir
Dijital çıkışlar: 1 x çift kanal, yapılandırılabilir
Güvenlik uygunluk seviyesi max. SIL 3, Performance Level e (PLe) Kategori 4
Güç kaynağı : 24 V DC (SELV/PELV), 3.3 V DC
Çalışma sıcaklığı: -30 °C ‘den +68 °C ‘ye
Boyutları: 70 x 40 x 15 mm
Kor Otomasyon’un temsilciliğini yaptığı Coolmay QM3G PLC+HMI serisi ile küçük ve orta ölçekli otomasyon projelerinize kompakt çözümler sunuyor. Dijital ve Analog Giriş/Çıkış, PLC ve HMI tek bir gövdede buluşturan ürün, yüksek hızlı giriş/çıkış ve haberleşme seçenekleri ile tüm ihtiyaçlarınıza cevap veriyor.
Yüksek performanslı işlemcisi ve 4.3”, 5”, 7” ve 10” ekran boyutu seçenekleri ile tüm ölçekteki projelerinize rahatlıkla uygulayabilirisiniz. Dahili olarak HMI-PLC haberleşmesi sayesinde kablolama ve montaj maliyetlerinizi düşürmenize yardımcı olur. Reçete, geçmiş veri yönetimi, alarm yönetimi gibi fonkisyonların yanınıda makro yazma, kaydırarak sayfa geçişi yapma ve veri güvenliği gibi ileri seviye fonksiyonları da desteklemektedir.
Analog girişleri Termokupl, PT100 veya NTC olarak seçme imkanı sunan QM3G serisi, akım ve gerilim analog çıkışı opsiyonlarını da sunmaktadır. 8 kanala kadar yüksek hızlı çıkışları, 3 eksene kadar interpolasyonu da destekler. 6 kanal 60kHz yüksek hızlı girişleri ile gerçek zamanlı ve yüksek doğruluk ile pozisyon kontrollerinizi gerçekleştirebilirisiniz.
RS232/485 seri haberleşmenin yanında opsiyonel olarak Ethernet/Wi-Fi/CANbus haberleşme portlarını da destekler. Geniş haberlşeme protokolü desteği ile sahadaki diğer enstrümanlar ile kolayca bilgi alışverişi gerçekleştirebilirisiniz. Ethernet üzerinden bulut özelliği desteği ile cihazınıza güvenli bir şekilde uzaktan erişim sağlayabilir ve cihazın kontrolünü sağlayabilirsiniz.
Brady Corporation, depolamadaki güvenli olmayan Li-ion pilleri hızlı bir şekilde algılamaya yönelik yeni ve daha uygun maliyetli bir çözüm sunuyor. Saniyede 0,5°C sıcaklık farklarını otomatik olarak ölçümleyebilen çözüm, güvenli olmayan pilleri güvenlik riski oluşturmadan önce izole etmek için gereken doğruluğu ve hızı sağlar.
Hızlı ve doğru
Brady’nin sunduğu yeni pil sıcaklığı izleme çözümü 3 bileşenden oluşuyor: Yerleşik sıcaklık sensörlerine sahip kendinden yapışkanlı pilsiz UHF RFID etiketleri, 16 adede kadar antene sahip RFID okuyucular ve özelleştirilebilir bir RFID yazılım platformu.
Kendinden yapışkanlı UHF RFID yerleşik etiketler, hızlı sıcaklık değişimi tespiti için pil hücresi kutularının içine uygulanabilir. Alternatif olarak, Li-ion pil tedariği zincirlerinde daha kapsamlı avantajların sağlanması için her pil hücresi Brady’nin metal üzerine uygulanabilen ve yazdırılabilir UHF RFID etiketleri ile etiketlenebilir.
RFID antenleri ve okuyucuları her bir saniyede kapsama alanındaki tüm etiketlere ve sensörlere otomatik olarak güç vererek 0,5°C hassasiyetle sıcaklık değerleri alır. Her bir sıcaklık değeri ve buna uygun pil depolama konumu RFID yazılım platformu tarafından toplanır. Özelleştirilebilen sıcaklık eşik değerlerine ulaşıldığında ise yazılım platformu standart API aracılığıyla üçüncü taraf cihazları tetikler.
Neredeyse kesintisiz, otomatik ve doğru sıcaklık izleme sayesinde depodaki paydaşlar sms, e-posta ve hatta raf uyarı ışıkları yoluyla erken uyarılar alabilirler. Paydaşlar, güvenli olmayan Li-ion pili yalıtımı için belirli depo konumlarına zaman içinde yönlendirilebilirler. Alternatif olarak, Brady’nin yazılım platformu API’si de otonom bir aracın güvenli olmayan bir pili otomatik olarak sökmesini tetikleyebilir.
Uygun maliyetli
Yerleşik sensörlü pilsiz UHF RFID yapışkansız etiketleri, elektrikli RFID yapışkansız etiketlerine veya IR kameralara göre daha uygun maliyetli bir pil sıcaklığı takibi çözümüdür.
UHF RFID etiketleri ve sıcaklık sensörleri, kapsama alanındaki RFID antenlerinden ve okuyuculardan kablosuz olarak güç alır. Pille çalışan RFID yapışkansız etiketlerinden 5 kata kadar daha düşük maliyetle mevcutturlar ve bakım gerektirmezler.
Bir deponun içindeki depolama konumlarını tamamen kapsamak için gereken RFID okuyucu sayısı büyük ölçüde depo kurulumuna, raf yüksekliğine ve raf bölmesi başına depolama hacmine bağlıdır. Brady, 12 metre genişliğinde ve 4 metre yüksekliğindeki raflarda tüm depolama konumları için yüksek doğrulukta, yüksek hızda sıcaklık takibi sağlayan bir RFID okuyucuya 16 adede kadar anten bağlayabilir.
Otomatik ve neredeyse kesintisiz sıcaklık takibi çözümü, Li-ion batarya üreticilerinin ve lojistik şirketlerinin güvenliği önemli ölçüde artırmasına ve avantajlı maliyetlerle riski azaltmasına olanak tanır.
Otomatik envanterler
Brady’nin sunduğu bu çözüm, belirlenen depo çıkışlarına bir RFID okuyucu kapısı ekleyerek otomatik ve gerçek zamanlı depo envanterlerini de sağlayabilir.
Etiketler okuyucunun kapsama alanına girdiği anda RFID etiketli ürünler Brady’nin RFID okuyucuları tarafından okunur. Bu öğeler, belirlenen bir RFID okuyucu kapısından geçtiklerinde RFID yazılım platformu tarafından envanterden kolayca çıkartılabilir.
Çözüm bu şekilde kullanıldığında pil hücresi kutusu veya aradaki pil hücresi sıcaklık değişimi ile birlikte girişten çıkışa kadar depo içinde uygun maliyetli pil takibi ve izlemesi sağlayabilir.
Master Bond Supreme 121AOND, yapıştırma ve sızdırmazlık uygulamaları için sertleştirilmiş bir epoksi sistemidir. Tiksotropik macun kıvamında iki bileşenli, ısıyla kürlenen bir sistemdir. Supreme 121AOND yalnızca mükemmel kimyasal direnç sağlamakla kalmaz, aynı zamanda 200-210°C'lik yüksek bir cam geçiş sıcaklığı (Tg) da sunar. ASTM E595 testine göre NASA'nın düşük gaz giderme spesifikasyonlarını karşılar.
Bu epoksi, 75°F'de 1014 ohm-cm'yi aşan hacim özdirenciyle güvenilir elektriksel yalıtım özelliklerine sahiptir. Oda sıcaklığında 6.000-7.000 psi çekme dayanımı ve 750.000-850.000 psi çekme modülüyle yüksek bağ mukavemetine sahiptir. Supreme 121AOND, 300°F'de 650.000-750.000 psi'lik bir çekme modülü ile yüksek sıcaklıklarda bile mukavemet profilini korur. Isıl iletkenliği 4-5 BTU•in/(ft²•hr•°F) [0,58-0,72 W/(m•K)]'dir ve -80°F ila +550°F [-62°C ila 288°C] arasında geniş bir servis sıcaklığı aralığı sunar.
Supreme 121AOND yüksek sıcaklıklarda kürlenir ve 2-3 günlük uzun bir çalışma ömrüne sahiptir. Tipik bir kür programı 200-210°F'de 1-2 saat, ardından 250°F'de 3-4 saat ve 300°F'de 4-6 saattir. 350-400°F'de 2-4 saat ek kürleme, ürün özelliklerini daha da artıracaktır. Kürleme programı hızlı olmasa da, bu sistemin sağladığı en önemli fayda, yüksek sıcaklıklarda bile yüksek yapısal mukavemettir. Sistem, cam, elyaf, metal, seramik, kauçuk ve plastikler dahil olmak üzere çok çeşitli yüzeylere iyi bağlanır. A Parçası siyah, B Parçası koyu kahverengidir. ½ pint kitlerden 5 galonluk kitlere kadar değişen standart ambalajlarda mevcuttur.
Master Bond Sertleştirilmiş Epoksi Sistemleri
Master Bond, özel uygulama ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanmış, esnekleştirilmiş ve sertleştirilmiş epoksiler, silikonlar ve UV ile kürlenebilir bileşiklerden oluşan geniş bir yelpaze sunar. Bu malzemeler, zorlu çevre koşullarında ve geniş bir sıcaklık spektrumunda olağanüstü performans için tasarlanmıştır.
H8951 hücresel Wi-Fi yönlendirici, M2M ve IoT uygulamaları için tasarlanmış, Emikon Otomasyon’un temsilciliğini yaptığı Hongdian'ın ürün ailesinin öne çıkan ürünlerinden biri olup, tüm saha ekipmanlarının veya makinaların çevrimiçi olmasını sağlamak için hücresel tabanlı bağlantı çözümü tercih eden kullanıcılara özel çözümler sunar.
H8951; Wi-Fi veya Ethernet WAN gibi farklı ağ topolojileri oluşturmanıza yardımcı olacak şekilde yapılandırılabilir. Plus Links auto-fail over , VPN veri şifreleme ve çoklu VPN tünel yedekleme mekanizması, güvenli ve son derece güvenilir bir ağ çözümü sunar.
• Qualcomm/ASR LTE Cat1/Cat4 modül desteği
• Güvenli ağ sağlayan gelişmiş VPN protokolleri
• Bulut tabanlı yönetim için Hongdian Wedora RMS desteği
Endüstriyel TFT düz panel ekranlar, gömülü ürünler ve sistem çözümleri konusunda önde gelen bir Alman uzmanı olan FORTEC Integrated, ASUS IoT'den yeni PE8000G'yi sunuyor. Bu son teknoloji Edge-AI GPU bilgisayarı, zorlu endüstriyel ortamlarda kullanım için tasarlanmıştır. Sağlam yapısı ve olağanüstü bilgi işlem gücüyle PE8000G, doğrudan ağ kenarında gerçek zamanlı AI çıkarımlarına olanak tanır. FORTEC Integrated'de Gömülü Ürün Yöneticisi Thomas Schrefel, "İki adede kadar 450 watt GPU kartını ve 14., 13. ve 12. nesillerden en yeni Intel® Core™ işlemcileri destekliyor," diye açıkladı. "Bu, onu veri yoğun, AI odaklı uygulamalar için ideal hale getiriyor." Tipik uygulamalar arasında tıbbi teknoloji, akıllı endüstriyel sistemler, video gözetimi ve ulaşım sistemleri yer alır.
PE8000G serisi, farklı performans ve yapılandırma gereksinimlerini karşılayan PE6000G, PE5101D, PE5100D ve PE4000G gibi çeşitli sistem varyantlarını içerir.
Karmaşık AI Görevleri için Maksimum Performans: Çift GPU Desteği
PE8000G, en zorlu AI görevlerini ele almak üzere tasarlanmıştır. Her biri 450 watt'a kadar olan iki yüksek performanslı GPU kartını destekleme yeteneğiyle sistem, sinir ağları, gelişmiş görüntü işleme ve gerçek zamanlı AI çıkarımları için mükemmel şekilde uygundur. Görevler GPU'lar arasında akıllıca dağıtılabilir ve gerçek zamanlı olarak işlenebilir, bu da maksimum performans, kararlılık ve hassasiyet sağlar. Ayrıca, PE8000G, sürekli artan bilgi işlem gücü taleplerini karşılayarak geleceğe yönelik uygulamalar sağlar. Güçlü Intel® Core™ işlemciler ve 64 GB'a kadar DDR5-SDRAM ile birleştirilen bu Edge-AI bilgisayarı, son derece veri yoğun hesaplamalar için ideal bir platformdur.
En Zorlu Koşullar İçin Sağlam ve Çok Yönlü
PE8000G, aşırı ortamlar için tasarlanmıştır ve MIL-STD-810H askeri standardına uygundur. -20 °C ile 60 °C arasındaki geniş bir sıcaklık aralığında çalışabilir ve güçlü titreşimlere ve şoklara karşı dayanıklıdır.
Kutu PC ayrıca 8–48V geniş aralıklı DC girişinin yanı sıra entegre ateşleme kontrolü ve güç izleme işlevlerine sahiptir. Dört adet sıcak değiştirilebilir 2,5 inç SSD yuvası, kesintisiz veri kullanılabilirliğini ve hızlı depolama genişletmesini mümkün kılar; bu, yüksek güvenilirlik gerektiren senaryolar için çok önemlidir.
ASUS IoT, Intel tabanlı mimarilere ek olarak, Edge-AI uygulamaları için özel olarak tasarlanmış NVIDIA tabanlı çözümler sunar. Bu sistemler ARM tabanlı CPU'ları NVIDIA® GPU'larla birleştirerek 20 ila 275 TOPS/Watt aralığında olağanüstü enerji verimliliği ve performans sunar. Jetson serisi sağlam ve çok yönlüdür ve gerçek zamanlı analizlerden karmaşık görüntü işlemeye kadar çok çeşitli uygulamaları destekler.
Bu yenilikçi teknolojilerle FORTEC Integrated ve ASUS IoT, endüstriyel AI uygulamaları için hassasiyet, hız ve güvenilirlikte yeni ölçütler belirliyor. Edge-AI çözümlerinin geniş portföyü, çeşitli sektörlerdeki zorlu projeler için geleceğe yönelik bir temel sağlar.
Tuna Checkweigher Sistemleri T-MINI, T-MIDI ve T-MAXI olmak üzere üç kategoride üretimi gerçekleşmektedir.
Üretilen mamüllerin ağırlıklarını bant üzerinden geçerken ayrı ayrı tartımını yaparak tespit edilen hatalı ürünlerin ayıklanması amacı ile üretilmiştir. Müşterinin isteklerine modüler yapısı sayesinde kolaylıkla adapte olabilen Tuna T-MINI Checkweigher, gıda ve ilaç sektörlerindeki sıkı yönetmelikler ön görülerek tasarlanmıştır.
Tuna T-MINI basit kullanımlı yazılımı ve rahat okunan dokunmatik ekranı sayesinde üretim hattınızın durumunu gerçek zamanda gelişmiş grafik tablolarla kolayca takip edilir. Belirlediğiniz limitler dışındaki ürünler istenildiğinde üretim hattınızdan T-MINI ile birden çok red kefesine sesli ve ışıklı ikazla ayrılabilir ve raporlanır. Tuna T-MINI sayesinde üretim hatlarınız sektördeki en son çıkan yasal mevzuata ve direktiflere uygun olarak çalışacaktır. Tuna Checkweigher, yüksek hassasiyet ve doğruluk ile verimliliğinizi artırır.
Özellikler
Teknoloji sektöründe 35 yıla yakın deneyimi bulunan ve son 19 yıldır üst düzey sorumluluklar üstlenen Murat Sarpel, Empa Elektronik’in yeni CEO’su oldu.
Lisans ve Yüksek Lisans eğitimini Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği bölümünde tamamlayan Murat Sarpel, kariyer hayatına 1990 yılında Vestel’de başladı. 33 yıllık Vestel kariyerinde Tasarım Mühendisliği, Proje Yönetimi, Mühendislik Direktörlüğü ve Ar-Ge alanında yaptığı çalışmaların yanı sıra 18 yıl Genel Müdürlük görevini üstlendi. Daha sonra kariyerine Artel Electronics’de CEO olarak devam etti.
‘’Teknoloji ile Değer Yaratır’’ mottosu ile elektronik bileşen distribütörlüğünde lider konumunu koruyan Empa Elektronik, uzun süreli sürdürülebilir büyüme hedeflerine Murat Sarpel ile daha güçlü bir şekilde odaklanacak.
1 Kasım’da göreve başlayan Sarpel aynı zamanda şirketin İcra Kurulu Başkanlığını da üstlenecek.
Murat Sarpel'in 35 yıllık kariyer deneyimi ile Empa'nın 43 yıllık deneyiminin birleştirilerek, şirketin başarı dolu bir geleceğe taşınması hedefliyor.
Endress+Hauser'in çok parametreli el tipi cihazı ölçülen değerlerin kolay ve güvenilir bir şekilde izlenmesini sağlar. İster laboratuvarda ister sahada olsun, Liquiline Mobile CML18 çok çeşitli uygulamalarda kullanılabilir ve cebinize sığacak boyuttadır.
Çok yönlü, esnek ve çok fonksiyonlu
Liquiline Mobile CML18 ile pH, ORP, iletkenlik ve çözünmüş oksijeni tek bir cihaz kullanarak ölçebilirsiniz. Mevcut sıcaklık ölçümü paralel olarak görüntülenir. Dijital Memosens teknolojisi sayesinde farklı sensörler arasında geçiş yapmak çocuk oyuncağıdır. Sensörler doğrudan ölçüm noktasında değiştirilebilir. Cihaz hangi sensörün bağlı olduğunu hemen algılar, kaydedilen sensör verilerini otomatik olarak yükler ve ölçülen değeri doğrudan görüntüler. Sensörlerin artık sahada ayarlanmasına gerek kalmaz ve bunun yerine bir laboratuvar veya atölyenin konforunda ayarlanabilir. Sürecinizi daha uzun bir süre boyunca izlemek istiyorsanız, Liquiline Mobile CML18'i bir veri kaydedici olarak kullanabilir ve 10.000'den fazla ölçülen değeri tarih ve saat damgasıyla birlikte saklayabilirsiniz.
Memosens ile maksimum güvenlik
Memosens teknolojisine sahip Liquiline Mobile CML18, %100 güvenilir ölçüm değerleri sunarak maksimum veri güvenliğini garanti eder. Ölçülen bir değerin nerede veya ne zaman izlenmesi gerektiğinden bağımsız olarak, cihaz her zaman doğru değerler sunar. Memosens teknolojisi sayesinde sensörler, kafaya entegre edilmiş ve tüm sensör sinyallerini sağlam bir dijital sinyale dönüştüren, onları neme veya diğer çevresel etkilere karşı duyarsız hale getiren bir mikroişlemci ile donatılmıştır. Kullanıcı, bu güvenilir ölçüm değerlerini kullanarak gerekli önlemleri hızla alabilir ve süreci optimize edilmiş koşullar altında çalıştırabilir.
Laboratuvarınız ve proses arasında veri tutarlılığı
Bir numuneyi analiz ederken, farklı ölçüm teknolojilerinin kullanımı genellikle laboratuvar ölçümü ile proseste kaydedilen ölçüm arasında sapmalara neden olabilir. Liquiline Mobile CML18 ile proseste kullanılan aynı Memosens sensörleri laboratuvarda da kullanılabilir. Bu, laboratuvar ve proses ölçümleri arasında verilerin tam tutarlılığını garanti eder. Özellikle hızlı bir tepki süresi gerektiren durumlarda, yeni sağlam laboratuvar pH sensörü Memosens CPL51E ideal seçimdir. Proses sensörleriyle aynı Memosens teknolojisini kullanır, ancak yüksek derecede sıcaklık ve basınç direnci gerektirmeyen numune analizi ve laboratuvar uygulamalarında hızlı bir tepki süresi için optimize edilmiştir.
Sezgisel kullanım
Liquiline Mobile CML18, SmartBlue uygulaması kullanılarak kolayca çalıştırılabilir. Ölçülen tüm değerler ve sensör verileri, güvenli bir Bluetooth bağlantısı aracılığıyla akıllı telefonunuzdaki veya tabletinizdeki uygulamaya aktarılır. Uygulama, ayarlar, parametreler, sensör değerlerini ve ölçülen değerleri okumak için size rahat bir yol sunar. Ayrıca, Liquiline Mobile CML18, akıllı Qi sertifikalı bir şarj cihazı kullanarak endüktif şarjı sağlayan entegre, kablosuz şarj işlevine sahiptir.
Mitsubishi Electric, Sanayi 4.0'ın küresel ekonomiye getirdiği rekabet, artan maliyet ve çevresel düzenleme çağında işletmelere özel çözümler üretmeye devam ediyor. Yeni yapay zekâ tabanlı görsel denetim yazılımı MELSOFT VIXIO ile veri analizi ve kalite kontrol süreçlerinde önemli iyileştirmeler sunan Mitsubishi Electric, işletmelerin dijital dönüşüm süreçlerini hızlandırarak rekabet avantajı kazanmalarına yardımcı oluyor.
Dijitalleşmenin hız kazandığı ve Sanayi 4.0 ile üretimin yeni bir boyuta taşındığı günümüzde, işletmeler için önemli fırsatlar doğuyor. Akıllı teknolojilerin hayatın her alanında daha yaygın hale gelmesi, veriye erişimin kolaylaşması, verilerin işlenmesi ve yapay zekâ uygulamaları, üretim süreçlerinde bu yeniliklerin kullanılmasını zorunlu hale getiriyor. İşgücü açığını kapatmak isteyen birçok üretici, süreçlerini giderek daha fazla otomatikleştiriyor. Günümüzde endüstriyel işletmeler, görüntü işleme teknolojileri ve yapay zekâ tabanlı görsel denetim sistemleriyle verimliliklerini artırmaya yöneliyor.
Mitsubishi Electric’in akıllı teknolojilerle donatılmış görsel denetim yazılımı MELSOFT VIXIO, kullanıcıların özel bir bilgiye ihtiyaç duymadan yapay zekâ çözümlerinden faydalanmalarını mümkün kılıyor. Bu yazılım, üretim süreçlerindeki hatalı çıktıları en aza indirmeye yardımcı olarak, işletmelerin atık üretimini azaltmalarına destek oluyor. Kural ve yapay zekâ tabanlı MELSOFT VIXIO, yüksek hassasiyetle çalışarak olası arızaları azaltıyor ve operasyonel süreçlerin kesintisiz devam etmesine katkı sağlıyor. Özellikle çizikler ve eşit olmayan renkler gibi kusurların tespit edilmesinde işletmelere önemli bir avantaj sunuyor.
Mitsubishi Electric, MELSOFT VIXIO ile fabrikaların otomasyon ihtiyaçlarına yönelik ideal bir yapay zekâ algoritması sunuyor. Yüksek hız ve hassasiyetle çalışan bu teknoloji, üretim süreçlerindeki normal dışı durumları tespit ederek görsel denetimi daha doğru ve kullanıcı dostu hale getiriyor. Çift kontrol mekanizması sayesinde kusurlu ürünlerin gözden kaçma riskini azaltırken, operatörler arasında kalite tutarlılığını da güvence altına alıyor. Mitsubishi Electric, bu sayede denetim süreçlerini daha da otomatikleştirerek kalite denetçilerinin iş yükünü hafifletmeye yardımcı oluyor.
Adlarından da anlaşılacağı gibi, erişim noktalarının temelde yalnızca tek bir basit görevi vardır: Erişim noktalarıyla radyo teknolojisi aracılığıyla ağı verimli bir şekilde genişletmek. Ancak, endüstriyel ortamlarda, sıcaklık toleransı, sağlamlık ve güvenlik dahil olmak üzere daha yüksek gereksinimlerin karşılanması gerekir. Son olarak, hız neredeyse tüm iş alanlarında başarılı veri iletişimi için önemli bir rol oynar. Alman dağıtımcı Acceed, artık Planet'in yeni yüksek hızlı erişim noktası IAP-1800AX'ı programına dahil etti. Bu, Wi-Fi 6, iki radyo frekansı (çift bant 2,4 GHz, 5 GHz), -40 ila +75 °C arasında geniş bir sıcaklık aralığı ve sabit metal bir kasada beş LAN arayüzü ile profesyonel kullanım için tasarlanmıştır.
IAP-1800AX, zorlu ortamlarda iç mekan alanı için sağlam bir endüstriyel erişim noktasıdır ve yüksek performanslı Wi-Fi 6 protokolüyle (IEEE802.11ax) çalışır. 5 GHz bandında 1,2 Gbit/s veri hızı elde edilir. Sistem, kimlik doğrulama ve kodlama için en son standart WPA3 SAE'ye uygun olarak çalışır.
2,4 GHz bandında ve 5 GHz bandında radyo frekanslarıyla eş zamanlı çalışma, uygulama esnekliğini artırır. Böylece, örneğin, 2,4 GHz üzerinden yerel cihazlarla ve 5 GHz üzerinden başka bir erişim noktasıyla iletişim kurmak mümkündür ve bu da kablosuz bir omurga oluşturmasını sağlar. Her iki bant da çeşitli cihazların farklı gereksinimlerini karşılamak için kullanılabilir, örneğin daha iyi bir menzil için 2,4 GHz bandı ve daha iyi performans veya hız için 5 GHz bandı. Kanalı daha küçük alt kanallara bölen Wi-Fi 6'nın OFDMA işleviyle (Ortogonal Frekans Bölmeli Çoklu Erişim), birkaç kullanıcı aynı kanalda aynı anda veri iletebilir veya alabilir ve bu da kullanıcılar için erişim yoğunluğunu artırır. Sürekli ölçüm, bireysel kullanıcılar için alt taşıyıcıların alım kalitesini belirler. Bu temel, sistemin alt taşıyıcıların kullanımını ve dolayısıyla spektral verimliliği optimize etmesini sağlar.
MU-MIMO (Çok Kullanıcılı Çoklu Giriş Çoklu Çıkış) sayesinde, birden fazla WLAN cihazına aynı anda veri sağlanabilir. Bu, bekleme süresini azaltır ve tüm WLAN ağı boyunca veri akışı artar.
IAP-1800AX'in önemli bir özelliği sağlam tasarımıdır. Metal kasa (IP30), endüstriyel ortamlarda iyi koruma sağlar ve -40 ila +75 °C sıcaklıklarda kullanıma uygundur. 9 ila 54 V DC geniş giriş aralığına sahip çift elektrik kaynağı, güvenilirliği ve operasyonel güvenliği artırır. İlk elektrik kaynağı kesilirse, donanım devralma işlevi, herhangi bir operasyonel kesinti olmadan cihazı ikinci kaynak üzerinden beslemek için otomatik olarak etkinleştirilir.
GUI yapılandırma sihirbazı, sistem yöneticileri tarafından USB 3.0 bağlantısı üzerinden yapılandırmayı destekler. Ayrıca, entegre Wi-Fi analizörü, kanal çakışmasını önlemek ve daha yüksek performans elde etmek için optimize edilmiş gerçek zamanlı kanal yükü sağlar. Çeşitli alarm özellikleri, örneğin elektrik tedarikinde sorunlar meydana gelirse zamandan ve kaynaklardan tasarruf sağlar. Dijital girişler ve çıkışlar alarm işlevleri için de kullanılabilir.
1993 yılında kurulan ve borsada işlem gören Planet Technology Corporation, IoT, IIoT ve IoV uygulamaları için IP tabanlı ağ çözümlerinin küresel lider sağlayıcısıdır.
Anahtar teslim dokunmatik kontrolörler, mekanik düğmelerden modern dokunmatik düğmelere veya ekranlara yükseltmenin hızlı ve kolay bir yoludur. 12 düğmeli MTCH2120 dokunmatik kontrolörünün piyasaya sürülmesiyle Microchip Technology, tasarımcılara kullanıcı arayüzlerinde dokunmatik düğme yeteneklerini uygulamak için basit bir yol sağlıyor. Düşük güç tüketimli, suya dayanıklı anahtar teslim dokunmatik cihaz, Microchip'in birleşik ekosistemiyle entegre edilerek daha kolay bir tasarım süreci sağlıyor ve diğer anahtar teslim çözümler ile MCU tabanlı dokunmatik uygulamalar arasında geçişleri kolaylaştırıyor. MTCH2120, kapsamlı bir tasarım ekosistemine sahip I2C tabanlı dokunmatik kontrolör ailesinin ilki olacak.
MTCH2120, gürültü olaylarından ve nemden bağımsız sağlam bir dokunmatik deneyimi sunarken, bireysel ürün gereksinimlerine uyum sağlamak için yüksek esneklik sunar. Düşük güç özellikleri, düğmelerin gruplandırılmasına olanak tanır, bu da tarama etkinliğini azaltır ve gücü düşürürken düğmelerin tam olarak çalışır durumda kalmasını sağlar.
MTCH2120'nin özellikleri ve ekosistemi şunları içerir:
• Gerçek zamanlı gürültü değerlendirmesine göre hassasiyeti ve filtre seviyelerini otomatik olarak ayarlayan ve zahmetli eşik ayarı ihtiyacını ortadan kaldıran Easy Tune özelliği
• Ana bilgisayarda I2C protokolünü uygulama ihtiyacını ortadan kaldıran ve Microchip MCU'larına ve MPU'larına doğrudan bağlantı sağlayan bir MPLAB® Harmony Host Code Configurator eklentisi
• MPLAB Veri Görselleştiricisi aracılığıyla tasarım doğrulaması
• I2C port genişletici yetenekleri
• Tasarımcı tarafından karmaşık yazılım mühendisliği ve ürün yazılımı işleme ihtiyacını en aza indiren ve tasarım döngülerini azaltmaya yardımcı olan Microchip'in dokunmatik kitaplığına erişim ve uyumluluk
• Prototiplere kutudan çıktığı gibi entegre etmek için yerleşik bir SAM C21 ana bilgisayar MCU'su ile gelen MTCH2120 değerlendirme kartı
Rodger, "MTCH2120, on yılların dokunmatik deneyimini Microchip'in kapsamlı destek ve geliştirme araçları ekosistemiyle bir araya getirerek kullanımı kolay, gelişmiş bir dokunmatik deneyimi sunuyor" dedi Microchip Technology'de geliştirme sistemleri ve akademik programlar başkan yardımcısı Richey. "Bu, herkesin kazandığı bir çözüm. Geliştiriciler, ayarlama veya programlama zahmetine girmeden en yüksek seviyede dokunmatik sağlamlığı ve harika tasarım esnekliğini uygulayabilirler."
MTCH2120, Microchip'in MTCH ailesinde I2C'yi birleştiren ilk üründür ve yakın zamanda piyasaya sürülen MTCH1010, MTCH1030 ve MTCH1060 aynı sağlam dokunmatik performansı ve karmaşık olmayan bir GPIO arayüzü sunmaktadır. MTCH2XXX ailesi, tasarım ekosisteminin sağladığı kullanım kolaylığını ek pazarlara sunarak, veri yolu kontrollü esnekliğe sahip daha fazla çözüm ekleyecektir.
Acromag'ın BusWorks® NT serisi uzaktan kumanda G/Ç modülleri artık Endüstriyel Nesnelerin İnterneti (IIoT) uygulamaları için uygun maliyetli bir çözüm sunuyor. NT Ethernet G/Ç modülleri, saha veri yolu protokol yığınlarına (Modbus TCP/IP, Ethernet/IP ve PROFINET) ek olarak bir OPC UA sunucusu ve MQTT istemcisi sağlar. Bu entegre IIoT işlevi, giderek karmaşıklaşan bir ortamda endüstriyel iletişimi basitleştirmek için standartlaştırılmış bir veri alışverişi sunar. Bu yüksek performanslı Ethernet G/Ç modülleri için uygulamalar arasında uzaktan veri toplama, durum izleme, aktüatör kontrolü, öngörücü bakım, enerji yönetimi ve daha fazlası yer alır.
Yeni OPC UA ve MQTT desteği, veri paylaşımını ve buluta bağlanmayı çok kolay ve güvenli hale getirir. Kullanıcılar, aynı ağ kablosu üzerinden gerçek zamanlı ve IoT veri aktarımı için Ethernet protokollerini IoT protokolleriyle birleştirebilir. Soyut bir veri nesnesi modeli, protokol ayrıntılarıyla ilgili güçlükleri ortadan kaldırır. Kullanıcı uygulaması, IoT protokollerine ve bilgi modellerine şeffaf bir şekilde beslenen verileri okur ve yazar. Giriş, çıkış ve yapılandırma veri nesneleri, veri alışverişini basitleştirmek için saha veri yolu G/Ç etiketlerine oldukça benzer.
NTE Ethernet G/Ç modelleri, sensörleri ve aktüatörleri sistem denetleyicileriyle arayüzlemek için G/Ç kanallarını izlemek veya kontrol etmek için çift RJ45 portuna ve bir web sunucusuna sahiptir. Her G/Ç modülü, voltaj, akım, sıcaklık ve röle kontrol sinyalleri için 16'ya kadar giriş veya çıkış sinyali sunar. Üç adede kadar NTX genişletme G/Ç modülünü bağlamak, tek bir IP adresinde ağa bağlı bir G/Ç işlevi karışımıyla ek 48 kanalın arayüzlenmesini sağlar.
“OPC UA ve MQTT yeteneklerinin eklenmesiyle, NT Serisi Ethernet G/Ç modülleri uzak ekipmanlardan gelen verileri buluttaki veya uç ağ geçitlerindeki karmaşık uygulamalar için kullanılabilir hale getiriyor,” diye açıklıyor Acromag İş Geliştirme Direktörü Robert Greenfield.
NT2000 Serisi çok çeşitli G/Ç sinyal işleme seçenekleri sunuyor. On beş G/Ç yapılandırması NTE Ethernet G/Ç veya NTX genişleme G/Ç modelleri olarak mevcuttur. Analog G/Ç modelleri, akım veya voltaj sinyallerini izlemek için sekiz diferansiyel veya on altı tek uçlu girişe sahiptir. Analog çıkış modülleri, çeşitli saha cihazlarını kontrol etmek için sekiz kanallı işlem akımı veya voltaj sinyalini çalıştırır. Ayrık G/Ç modelleri, aktif yüksek/düşük giriş ve batık/kaynak çıkışı ile 16 tandem giriş/çıkış kanalı sağlar. Altı kanallı mekanik röle çıkış modeli de mevcuttur. Sıcaklık izleme için, termokupl ve RTD giriş modelleri birçok sensör tipini ve ayrıca direnç ve milivolt aralıklarını destekler. Önümüzdeki aylarda ek G/Ç işlevleri için daha fazla model piyasaya sürülecektir.
Yeni IIoT protokollerine ek olarak, her modül ağ ayarlarını ve G/Ç işlemini yapılandırmak için herhangi bir web tarayıcısı kullanılarak seçilebilen üç endüstriyel Ethernet protokolünü de destekleyecektir. Modüller genellikle bir ağ sunucusu olarak işlev görür, ancak aynı zamanda modüller arasında doğrudan veri aktarımı veya arada bir ana bilgisayar veya ana bilgisayar olmadan çoklu yayın yapmak için Acromag'ın i2o® eşler arası iletişim teknolojisini de sunar. Koşullu mantık yetenekleri, kullanıcıların IF/THEN/ELSE ifadeleriyle işlemleri kontrol etmelerini sağlar.
Orta ölçekli uluslararası bir şirket olan Acromag, 60 yılı aşkın süredir ölçüm ve kontrol ürünleri geliştiriyor ve üretiyor. Proses aletleri, sinyal koşullandırma ekipmanı, veri toplama panoları, dağıtılmış G/Ç sistemleri ve iletişim cihazları dahil olmak üzere eksiksiz bir endüstriyel G/Ç ürünleri yelpazesi sunuyorlar.
Uydu internet hizmetine olan talep her geçen gün artıyor. Türkiye’de uydu internet pazarı, gelişen teknoloji ve artan dijital ihtiyaçlarla birlike önemli bir büyüme ivmesi kazanarak, özellikle fiber altyapının yetersiz olduğu veya ulaşamadığı kırsal ve erişimi sınırlı bölgelerde internet bağlantısı sağlama konusunda yeni fırsatlar yarattı. Ayrıca, son yıllarda doğal afetler ve acil durumlar için kritik bir iletişim aracı haline geldi.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan İşNet Teknoloji Direktörlüğü Uydu Sistemleri Müdürü Kadir Özenç; "Uydu internet hizmeti başlangıçta, uzak ve erişimi zor bölgelere çözüm sunmasıyla dikkat çekiyordu. Ancak pandemi sonrası hızlanan dijital dönüşüm, kesintisiz internete duyulan ihtiyacı daha da arttırdı. Özellikle büyük şirketler, hem doğal afetlerde güvenilir iletişim sağlamak hem de iş sürekliliğini desteklemek için bu teknolojiden faydalanmaya başladı." dedi.
Uydu internet, çift yönlü veri iletimi için tasarlanmış bir teknoloji ve karasal altyapıya bağımlı olmadan çalışıyor. Küçük bir çanak anten aracılığıyla internete doğrudan uydu üzerinden bağlanma imkanı sunan bu teknoloji, kara tabanlı altyapılardan bağımsız çalışabilmesi, geniş kapsama alanı ve yüksek erişilebilirlik sunması ile şirketlerin iş süreçlerinin sorunsuz bir şekilde yürütülmesine olanak tanıyor.
Türkiye İş Bankası iştiraki olan İşNet, altyapıya ihtiyaç duymaksızın Türkiye genelinde 1.000’den fazla lokasyonda uydu üzerinden internet hizmeti sunuyor. Çanak anten sistemiyle veri alımı ve gönderimi gerçekleştiren bu hizmet, VoIP, TV yayınları ve canlı yayın aktarımı gibi ek olanakları destekleyerek doğal afet gibi olağanüstü durumlarda da kesintisiz iletişim sağlıyor.
İşNet, uydu internet hizmetini Türkiye’nin her bölgesine ulaştırarak farklı sektörler ve müşteri gruplarının ihtiyaçlarına yönelik çözümler sağlıyor. Türksat, İntelsat ve Viasat ile yaptığı iş birlikleri sayesinde ise geniş bir hizmet yelpazesi sunuyor.
İşNet’in uydu internet hizmetleri, iş süreçlerinin sürekliliğini güvence altına almak, verilere ve uygulamalara hızla erişim sağlamak ve her koşulda güçlü bir internet bağlantısı sunmak için ideal çözümler sunuyor. Kullanıcılarına kesintisiz ve güvenilir bir bağlantı sağlamak için 7/24 teknik destek ve müşteri hizmetleriyle hızlı, etkili ve detaylı çözümler üretiyor.
Altyapı Gereksinimi Olmadan Kolay ve Hızlı Kurulum
Uydu internetin en önemli özelliği, kurulum için herhangi bir altyapıya ihtiyaç duymamasıdır. Karasal altyapıya gerek kalmadan, iş yerlerinde, şantiyelerde ve denizde kesintisiz internet bağlantısı sağlar. Ayrıca uydu internetin kurulumu oldukça kolay ve hızlıdır. Başvuru sonrasında, uygun çözümlerle kısa süre içinde bağlantı sağlanabilir.
Uydu internet, sağladığı kesintisiz iletişimle doğal afetler gibi karasal hatların devre dışı kaldığı durumlarda bile yüksek kullanılabilirlik oranı sunar. Taşınabilirlik ve esneklik açısından da büyük avantajlara sahiptir. Flyaway veya araç üstü otomatik uydu antenleri ile taşınabilir olan bu sistemler, istenen bölgelerde kullanılabilir ve sabit bir noktaya bağımlı kalmadan internet erişimi sağlar.
100 Köye İnternet
İşNet, Türkiye İş Bankası ile birlikte yürüttüğü sosyal sorumluluk projesi 100 Köye İnternet Projesi’nde de uydu internet teknolojisinden faydalandı. Coğrafi koşullar nedeniyle kablolu altyapının kurulmasının zor olduğu bölgelerdeki köylere internet ulaştırmak amacıyla hayata geçirilen bu özel projeye ilişkin bilgi veren Özenç;“100 Köye İnternet” projesi bizim için çok değerli bir çalışma oldu. Proje, 100 köyle başlamasına rağmen gelen talepler doğrultusunda 147 köye ulaştı. Köylerin merkezlerine özel uydu antenleri ve modemler yerleştirerek coğrafi olarak dezavantajlı köylerimizin kesintisiz ve kaliteli internet erişimine kavuşmasını sağladık. En gurur verici yanı, çocuklarımızın eğitim kaynaklarına rahatça ulaşabilmesi, çiftçilerimizin ürünlerini daha geniş pazarlara sunabilmesi ve gençlerimizin dijital dünyaya katılabilmesi oldu. Bu proje bizim için sadece bir internet altyapısı kurmak değil, aynı zamanda köylerimizi dünyaya bağlamak anlamına geliyordu. Türkiye İş Bankası’nın 100., İşNet’in 25.yılında böyle anlamlı bir projeyi hayata geçirmek bizim için unutulmaz bir deneyim oldu.” dedi.
CNC, robot ve makinelerin geliştirilmesine yönelik yaptığı hamlelerle otomasyon endüstrisine yön veren FANUC, üretime değer katan fikirlerini geliştirerek inovatif atağını sürdürüyor. Bu kapsamda otomotiv endüstrisiyle buluşturduğu yeni M-950iA/500 robot ile ağır kaldırma görevlerine çok yönlülük getiriyor. 500 kg taşıma yükü ve 2830 mm erişim mesafesine sahip M-950iA/500, iRVision tam entegre görsel algılama sistemi sayesinde çeşitlendirilmiş ürünlerin üretimini kolaylaştırıyor.
Geliştirdiği yenilikçi çözümlerle fabrika otomasyonuna değer katan Japonya merkezli FANUC, otomotiv endüstrisinin ihtiyaçlarına çözüm üretecek yeni seri bağlantılı robot modeli M-950iA/500’ü sanayiciyle buluşturdu. Robotun yüksek torka ve atalete sahip ultra güçlü üç eksenli bileği ağır yük taşıma kapasitesini desteklerken dik durabilen ve geriye doğru dönebilen J3 kolu ise proses esnekliğini mümkün kılıyor.
Otomotiv endüstrisi için yeni çok yönlü güç
Otomotiv endüstrisinin ihtiyaçları gözetilerek geliştirilen M-950iA/500’ün bağlantı yapılandırması sayesinde geniş hareket aralığına sahip olduğunu ifade eden FANUC Türkiye Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit, “Robotumuzun uygulamalar arasında motor blokları, elektrikli araç bataryaları ve araç gövde panelleri gibi büyük dökümlerin işlenmesi bulunuyor. M-950iA/500 bunun yanında iRVision tam entegre görsel algılama sistemi ve çeşitli akıllı özellikleri sayesinde çeşitlendirilmiş ürünlerin üretimini kolaylaştırıyor. Kaynak, delme ve perçinleme gibi görevleri de destekleyebilmesi robotu otomotiv endüstrisinde avantajlı hale getiriyor” dedi.
Müşteri gereksinimlerine göre çeşitli yerleşim konfigürasyonlarında kullanılıyor
Proses esnekliğinin seri bağlantılı robotun üzerinde dik durabilen ve geriye doğru dönebilen robotun J3 kolu sayesinde sağlandığını açıklayan Yiğit, sözlerine şöyle devam etti: “395 derece’lik J3 ekseni dönüşü, karşılaştırılabilir FANUC M-900iB/360 robotun 224 derece’lik dönüşünden yaklaşık yüzde 75 daha fazla. M-950iA/500’ün üzerindeki ve arkasındaki alan da dahil olmak üzere geniş bir çalışma alanı, yeni robotun özel müşteri gereksinimleri doğrultusunda çeşitli yerleşim konfigürasyonlarında kullanılmasını mümkün kılıyor. Verimli M-950iA/500’ün üç ana ekseni (J1-J3) saniyede 100 derece’ye kadar hareket etmesi ise onu ağır parça kaldırma, ağır paletleme/paketleme ve zorlu malzeme taşıma işlemleri için hızlı ve güçlü bir seçenek haline getiriyor. Yüksek performanslı AC servomotor sürücü sistemimiz bu hızı kolaylaştırıyor.”
Makine titreşimleri, bir makinenin mevcut durumunun değerlendirilmesi söz konusu olduğunda önemli göstergelerdir. Rulmanlı yataklarda ve diğer makine bileşenlerinde meydana gelen hasarlar, maliyetli makine duruş süreleri oluşmadan önce erken bir aşamada tespit edilebilir. ifm'nin yeni ve akıllı IO-Linkli titreşim sensörü, tek bir cihaz kullanarak basit ve ölçeklenebilir bir durum izleme yaklaşımının uygulanmasına yardımcı olur.
ifm'nin Nürnberg'deki SPS'de tanıttığı yeni VVB30x durum izleme sensörü, titreşimleri üç ölçüm ekseninde sürekli olarak algılar. Sensör, kaydedilen ölçüm değerlerinden makine durumunu değerlendirmek için kanıtlanmış göstergeleri hesaplar: yorulma (v-RMS), mekanik sürtünme (a-RMS), darbeler (a-Peak) ve rulman aşınması (Crest faktörü) hakkında bilgiler. Ek bir aşınma göstergesi olarak, yüzey sıcaklığı da iletilir. Dahası, sensör bir dizi başka akıllı işlev de sunar. Temel durum izleme versiyonunda sensör, makinede meydana gelen herhangi bir balanssızlık durumunu sürekli olarak analiz edebilir ve gerekirse güvenilir bir şekilde iletebilir. Sensör ayrıca, modern bakımda bir başka yardımcı değişken olan makineyle ilgili titreşim seviyesine dayalı olarak makinenin çalışma saatlerini hesaplar. Son olarak, cihazın DataScience durum izleme versiyonu, güvenilir ve sürekli rulman analizi için BearingScout olarak bilinen akıllı bir rulman demodülasyon prosesi ile birlikte gelir.
Yeni titreşim sensörü, veri iletimi, cihaz teşhisi ve parametre ayarı için IO-Link kullanır. Bu, kullanıcıların standart fieldbus protokollerini kullanan herhangi bir üretici tarafından bir SCADA sisteminde titreşim izleme ve analizi gerçekleştirmesini sağlar. İsteğe bağlı olarak bu, herhangi bir BT sisteminde standartlaştırılmış bir MQTT veya HTTPS arayüzü aracılığıyla aynı anda yapılabilir. moneo IIoT platformu ile ifm electronic, kök neden arıza analizi için bir dizi akıllı ek fonksiyon sunarak, BT tabanlı durum izlemenin uygulanmasını kolaylaştırır. IO-Link ile konfigürasyon da çok kolaydır. ISO 20816-3'e göre ilgili makine kategorisine uygun olarak, önceden tanımlanmış sınır değer profilleri doğrudan cihazda saklanır ve ilgili sistem komutu kullanılarak ilgili hedef uygulamaya uyarlanabilir. Bir sınır değerin aşılması durumunda, entegre BLOB halka bellek sayesinde moneo olmadan bile ayrıntılı bir kök neden analizi kolayca mümkündür. Gerektiğinde 12 saniyeye kadar ham veri otomatik olarak kullanılabilir hale getirilebilir. Buna ek olarak, sensör, son dokuz güne genel bir bakış sağlayan dahili bir karakteristik değer geçmişine sahiptir.
Durum izleme ile pompalarda, fanlarda, dişli motorlarda, vakum pompalarında ve diğer birçok dönen makinede meydana gelen hasarlar erken bir aşamada tespit edilebilir. Bu, bakım çalışmalarının uygun maliyetli ve gereksinimler doğrultusunda planlanabileceği ve makine kullanılabilirliğini en üst düzeye çıkarabileceği anlamına gelir. Makinelerdeki titreşimlerin kalite üzerinde bir etkisi olduğu durumlarda, durum izleme de üretim sürecinin iyileştirilmesine yardımcı olur.
Durum izleme sayesinde pompalar, fanlar, dişli motorlar, vakum pompaları ve diğer birçok döner makinede meydana gelen hasarlar erken bir aşamada tespit edilebilir. Bu da bakım çalışmalarının uygun maliyetle ve gereksinimler doğrultusunda planlanabileceği ve makine kullanılabilirliğinin en üst düzeye çıkarılabileceği anlamına gelir. Makinelerdeki titreşimlerin kalite üzerinde etkisi olduğu durumlarda, durum izleme üretim sürecinin iyileştirilmesine de yardımcı olur.
Yeni IO-Link durum izleme sensörü hakkında daha fazla bilgi için tıklayın!!!
Endress+Hauser, 2004 yılında ilk nesil Memosens sensörlerini piyasaya sürerek ve 2008'de patent başvurusunu başarıyla tamamlayarak sıvı analizi alanında dijital ölçüm cihazları ve çözümlerinin gelişimine öncülük etti. Memosens teknolojisi, sıvı analizinde devrim yarattı ve bugüne kadar bir milyondan fazla sensör üretildi. Memosens sensörleri, kimya, ilaç, gıda, su ve atık su endüstrilerinde kanıtlanmış bir değere sahip.
Memosens 2.0, Memosens teknolojisinin evriminde bir sonraki, geleceğe dönük adımı temsil ederken, tüm bilinen ve köklü avantajları korur. Kullanıcılar artık gerçek hayattaki sıvı analizi uygulamalarında Endüstri 4.0 stratejilerini ele alabilirler.
Memosens sensor portföyü, sıvı analizi için;
• pH/ORP
• İletkenlik
• Oksijen
• Klor, brom, ozon gibi dezenfeksiyon parametreleri
• Bulanıklık ve çamur seviyesi
• Nitrat, amonyum gibi nütrientler
• SAK,KOİ, BOİ ve renk ölçümü
gibi tüm temel parametreleri kapsar.
Kolay dijital veri aktarımı
Memosens teknolojisinin avantajı, dijitalleştirilmiş ölçüm değerlerinin ve sensör bilgilerinin sensörden kabloya temassız bir bağlantı ile ve sonrasında transmitere dijital bir sinyal olarak aktarılmasıdır. Liquiline transmiterleri, bağlı sensör tipini otomatik olarak tanıdığından, bir ölçüm noktası için bileşenlerin seçilmesi kolaydır. Transmiterin parametreye özel seçilmesi gerekmez.
Ayrıca, kalibrasyon söz konusu olduğunda da sensörler kolay bir kullanım sağlar: Memosens teknolojisi sayesinde saha kalibrasyonu bir zorunluluk olmaktan çıkmıştır. Sensörler, laboratuvarda veya fabrikada kolay ve güvenli bir şekilde kalibre edilebilir. Bunu mümkün kılan, ilgili verilerin sensör kafasında saklanmasıdır. Ayrıca bu sayede, tüm parametreler için sağlanabilen önceden kalibre edilmiş sensörler, 'tak ve çalıştır' şeklinde kullanılabilir.
Üretim ve bakımda üstün güvenilirlik
Temassız sinyal iletimi, Memosens sensörlerini çok güvenilir kılar çünkü indüktif, dijital sinyal aktarımı sayesinde nemden kaynaklı ve elektromanyetik uyumluluğu bozan sorunlar ortaya çıkmaz. Bunun yanı sıra, sensör ve transmiter arasındaki bağlantıda kesinti olup olmadığı aktif olarak görüntülendiği için arızalar hemen ortadan kaldırılabilir ve böylece proses güvenliği artırılır. Sensörler hızlı ve kolay bir şekilde değiştirilebildiği için Memosens, bakım personelinin tehlikeli ortamlarda geçirdiği zamanı önemli ölçüde azaltır.
Memosens 2.0 ile Endüstriyel Nesnelerin İnterneti’ne bağlantı
Endress+Hauser, 17 yıl sonra, yeni nesil Memosens teknolojisi olarak Memosens 2.0’ı piyasaya sürüyor. İlk sürümün kullanım kolaylığı ve güvenlik açısından denenmiş ve test edilmiş özellikleri korunurken, 2.0 versiyonu artık Endüstri 4.0’ın gelecekteki gereksinimlerini de karşılamaya hazır. Yeni sensörler, son 8 kalibrasyonu/ayarlamayı sensör kafasında depolayabilir ve fabrika kalibrasyonundan gelen veriler sürekli olarak saklanır. Yani, dijital geçmiş her zaman erişilebilirdir. Bu verilerin analizi, kullanıcının sensörün durumunu değerlendirmesini kolaylaştırır. Memosens 2.0 sensörleri, Liquiline transmiterlerle veya Field Xpert tablet PC’lerin yardımıyla Endress+Hauser’in Netilion IIoT ekosistemine de entegre edilebilir.
Yeni Memosens nesli, tamamen geriye dönük olarak uyumludur. Bu da, tesis sahiplerinin ve işletmecilerinin hiçbir şekilde mevcut hatlarını yenileriyle değiştirmeye mecbur bırakılmayacağı anlamına gelir. Yeni sensörler, hali hazırda kurulu olan önceki nesil transmiterlerle sınırlama olmaksızın kullanılabilir, böylece geçmiş yatırımlar korunur.
Heartbeat Teknolojisi, pH ve oksijen ölçümünde sensör durumunu tespit eder
Heartbeat Teknolojisi’nin "sensör durumu" fonksiyonu, yeni pH ve oksijen sensörlerine uyarlandı. Yeni nesilde, pH sensörünün hata teşhisi, diğer parametrelere ek olarak ölçülen pH değerlerini, sensörün maruz kaldığı sıcaklıkları ve zaman faktörünü dikkate alır. Sonuçta, sensörün durumu güvenilir bir şekilde değerlendirilir ve tesis sahiplerinin, gerektiğinde sensör değişimini de içerecek şekilde, bakım işlerini planlaması kolaylaştırılır. Benzer şekilde, yeni amperometrik oksijen sensörleri de elektrolitin durumu hakkında doğru bilgi sağlayan ve kullanıcıyı yaklaşan bakım gereksinimleri hakkında zamanında bilgilendiren "elektrolit sayacı" özelliğine sahiptir.
Kolay bakım ve onarım için araçlar
Endress+Hauser, Endüstri 4.0 veya IIoT teknolojileri uygulamaya konmamış olsa bile, bakım ve onarım prosedürlerine yardımcı olmak için çok sayıda çevrimiçi araç sunar. Örneğin, akıllı telefon veya tablete indirilen Endress+Hauser Operations uygulaması, bir Memosens 2.0 sensörünün tanımlanması için kullanılabilir. Uygulama, daha sonra kullanıcıya, bakım talimatları veya gerekli yedek parça listeleri gibi dokümanlar ile sahadaki sensör hakkında anında bilgi sağlayabilir. Bu bilgiler, yerinde bakım çalışmalarını kolaylaştırır ve başarılı sonuçlara daha hızlı erişilmesini sağlar.
Tehlikeli bölgelerde kullanımı kolay
Yeni Memosens nesli, tehlikeli bölgelerdeki enstrümantasyonu da kolaylaştırır. Tüm bileşenlerin ayrı onayı vardır ve ölçüm noktası, bağlantı karakteristiğine dair ilgili veriler temel alınarak kolayca ve güvenli bir şekilde yapılandırılabilir, hesaplanabilir ve kurulabilir. Saha kurulumunun değiştirilmesi gerekmez. Hem ilk hem de yeni nesil sensörler CYK10 kablosuyla bağlanabilir ve çalıştırılabilir. Bu, kullanıcılar tarafından ilk nesil Memosens teknolojisine yapılan yatırımı korur.
Sonuç: Memosens 2.0 ile geleceğe hazır sıvı analizi
İlk nesil Memosens teknolojisi; basitliği, güvenilirliği ve emniyetli olması sayesinde gıda ve birçok farklı endüstride sıvı analizi uygulamalarında yaygın olarak kullanılmaktadır. Sensörlerin kendileri akıllıdır, örneğin dijital olarak iletişim kurabilir ve ölçüm parametresine bağlı olarak kendi kendilerine hata teşhisi yapabilirler. Artık bunları Endress+Hauser’in Netilion IIoT ekosistemi gibi bulut çözümlerine entegre etmek de mümkün. Böylece, sensör verileri daha derinlemesine analizler için kullanılabilir ve geleceğe hazır hale gelir.
Talaşlı imalat sanayinin lideri Tezmaksan tarafından endüstriyel üretime değer katmak için kurulan Tezmaksan Robot Teknolojileri, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Ar-Ge Teşvikleri Genel Müdürlüğü tarafından sunulan “Tasarım Merkezi Belgesi”ni aldı. Belge ile yenilikçi çözümler sunma konusundaki kararlılıkları ile yetkinliklerini resmi olarak kanıtlayan Tezmaksan, böylece sürdürülebilir büyüme potansiyelinin tümünü kullanarak Ar-Ge ve tasarım süreçlerini daha etkin yönetebilecek.
Türkiye sanayisinin üretim gücünü destekleyen Tezmaksan’ın otomasyona olan tutkusunun sonucu olarak çağın ihtiyaçlarına uygun şekilde robot, otomasyon ve yazılım çözümleriyle hizmet vermesi için kurulan Tezmaksan Robot Teknolojileri, başarı halkasına bir yenisini ekledi. 15 yıldır sanayiciye yüksek performanslı projeler ve yazılımlar kazandırarak fabrikaların otomasyon teknolojisine entegre olmasını mümkün kılan firma, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Ar-Ge Teşvikleri Genel Müdürlüğü tarafından Tasarım Merkezi Belgesi’ne layık görüldü.
Ar-Ge ve tasarım süreçleri daha etkin yönetilecek
Tasarım Merkezi Belgesi’nin uzun yıllara dayanan Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarının bir ödülü olduğunu ifade eden Tezmaksan Robot Teknolojileri Genel Müdürü Serhat Volkan Yılmaz, “Bu belge sayesinde tasarım süreçlerimizi daha verimli yönetecek, yenilikçi projelerle sektöre öncülük edecek ve rekabet gücümüzü artıracağız.. Ayrıca, Türkiye’deki sanayiye daha fazla katma değer sağlamak, yerli teknolojiyi geliştirmek ve mühendislerimiz için yaratıcı bir çalışma ortamı sunmak da en büyük hedeflerimizden biri. Belgenin bize sağladığı en büyük avantajlardan biri, Ar-Ge ve tasarım süreçlerimizi daha etkin yönetebilmemizi sağlamak. Bu belge, sadece bizim için değil, sektördeki tüm iş ortaklarımız için de bir kalite ve güven göstergesi. Çünkü Tasarım Merkezi statüsü, projelerimizin sadece bugünü değil, geleceği de şekillendirecek bir vizyona sahip olduğunu gösteriyor” dedi.
Birçok farklı kriter yerine getirildi
Tasarım Merkezi Belgesi’ni almak için ciddi bir hazırlık sürecinden geçtiklerini belirten Yılmaz, şunları paylaştı: ”Süreç içinde birçok farklı kriteri yerine getirmemiz gerekiyordu ve her birini titizlikle planlayıp uyguladık. En başta, yenilikçi projelere sahip olmak bu belgeyi almanın olmazsa olmazı. Biz de CubeBOX serisi ürünlerimizde ve bu ürünlerde kullanılan Robotik Çapak Temizleme gibi opsiyonel aksesuarlarda, EMAG firması için geliştirdiğimiz otomasyon projelerimizle fonksiyonelliğin yanında görsel ve işlevsel kalite ile ergonomik çözümlerimizle net bir şekilde gösterdik. Bir diğer önemli kriter ise Ar-Ge ekibimizin nitelikleri ve yetkinlikleri. Alanında uzman mühendis ve tasarımcılardan oluşan güçlü bir ekibe sahibiz. Bu ekip, sadece yerel değil, uluslararası standartlarda işler yapabilecek deneyim ve bilgi birikimine sahip.”
Bilimsel yayınlarda yerimizi aldık
Güçlü bir altyapı ve donanıma sahip olmanın da önemli bir kriter olduğuna değinen Yılmaz, .”Merkezimiz, tasarım süreçlerini destekleyecek en modern yazılım, donanım ve ekipmanlarla donatılmış durumda. Prototipleme, test ve analiz süreçlerimizde kullandığımız ileri teknolojiler, bu konuda bize büyük avantaj sağladı. Belgeyi almak için bir diğer önemli gereklilik de iş süreçlerimizin sistematik bir şekilde yönetilmesi. Tasarımdan üretime kadar olan her aşamayı planlı ve belgelenebilir bir şekilde yürütüyoruz. Bu, hem verimliliği artırıyor hem de sürdürülebilir bir çalışma modeli oluşturuyor. Uluslararası iş birlikleri ve yayınlar da kriterlerin bir parçasıydı. Almanya, Japonya ve İngiltere gibi ülkelerle yaptığımız ortak projeler ve bu projelerden elde edilen sonuçların bilimsel yayınlarda yer alması, merkezimizin yüksek standartlarını ortaya koydu.”
Mustafa Aydoğdu Üretim Merkezi Ar-Ge Merkezi statüsü kazanacak
Tezmaksan Robot Teknolojileri bünyesindeki Tasarım Merkezi’nin işlevine dair de açıklama yapan Yılmaz, “Yeni ve yenilikçi ürün geliştirme kapsamında halihazırda ürün gamımızda bulunan mevcut ürünlerin iyileştirilmesi, geliştirilmesi ve/veya tamamen yeni ürünlerin tasarlanması sürecinde endüstriyel tasarım konseptine uygun, müşteri ihtiyaçları ile görsel ve estetik faktörlerin daha fazla dahil edildiği çalışmalar yapıyoruz. Bu sayede genel iş süreçlerimizi ve ürünlerimizi çelişkiler, ideallik, fonksiyonellik ve kaynakların kullanımı başlıklarında yaklaşımlarla optimize ediyoruz. Bu sayede tüm çalışanlarımızın inovasyon kültürü ve uygulamalarında çalışmayı ve bunun yaygınlaştırılması hedefledik. Tabi tali faydaları olarak tasarım süreçlerini etkin hale getirmek suretiyle, sınai maliyet avantajı sağlamak, ürünlere kalite, ergonomi ve estetik katmak da sayılabilir. Hedefimiz 2025 yılı son çeyreğinde Sivas Mustafa Aydoğdu Üretim Merkezi’mizi Ar-Ge Merkezi statüsü kazandırmak noktasında çalışmalara başlatmak” ifadelerini kullandı.